Birkaç sezon önce peş peşe omuz sakatlıkları yaşamıştık. Tesadüf olmadığını tahmin ediyorduk; lakin konu hakkında bilgi sahibi olmadığımız için net bir şey de ifade edemiyorduk. O dönem geride kalmış demişken, gündemimiz "çapraz bağlar" oldu. Ersan ve İsmail 2 defa (ikisi de iyileşme sürecindeyken) aynı sakatlığı yaşarken, Pektemek ve Boral da sezon içerisinde bu talihsiz sakatlığı yaşadılar. Boral, geçmiş dönemde de aynı sakatlığı yaşamıştı üstelik.
Dedik ya konu hakkında ahkam kesecek bilgimiz olmadığı için "acaba"larla yorum yapıyoruz. Ortada bir terslik, sıkıntı olduğu aşikar. Bu sıkıntı kendine iyi bakmayan oyunculardan mı kaynaklanıyor, yoksa amatörce davranan sağlık ekibinden mi?
Sevgili arkadaşım Ali Aydın, konunun bilir kişilerinden. Uzun yıllardır sporla iç içe, uzmanlık alanı da vücut geliştirme. Beşiktaş'la ilgili sakatlık haberlerinde sık sık bizleri minik ayrıntılarla bilgilendirir. Oyun esnasında yaşanan sakatlıklara dair yorumları sıklıkla gerçeği, doğruyu yansıtır. Uğur Boral'ın sakatlığı sonrasında kendisinden konuyla ilgili bizi bilgilendirmesini rica ettim. En azından şu tatsız sürece dair bilgilenelim. Blogda ilk defa böyle bir konuyu paylaşıyoruz. Ali'ye katkıları ve beni kırmadığı için buradan da tekrar teşekkür ederim.
"Uğur Boral’ın daha evvel çapraz bağ sakatlığı yaşadığını bir
sağlık sitesine verdiği röportajda görmüştüm. Bu sakatlığı tekrar yaşamanın
korkusunu çok hissettiğini, sporcunun kendisini tanıması ve dikkatli bir yaşam
sürmesi gerekliliğinden bahsediyordu. Bu röportajın üstünden çok zaman geçmedi
ki Uğur tekrar aynı sakatlığı yaşadı.
Suçlu Uğur mu?
Eğer Uğur bu demeci vermemiş
olsaydı ilk tepkim “hah kendine bakmadı, Gökhan’ın gelmesiyle de kendini
zorlamak istedi ve sakatlandı” olurdu. Fakat sporcunun dikkat etmesi gereken
şeyleri yeni özetlemiş birinin bu sakatlığı tekrar yaşaması aklımda başka soru
işareti bıraktı. Şu kabul; bir sporcu kendine bakmazsa mutlaka sakatlanır. Bir
sporcu kendine bakmasına rağmen sakatlanıyorsa bir noktada birilerinde hata ve
eksiklik var demektir.
Çapraz bağ nasıl
kopar?
Çapraz bağ sakatlıkları ani dönüşlerde, ani yavaşlamalarda,
zıplayıp tek bacak üstüne düşme ve dizin boşa gitmesi gibi durumlarda ortaya
çıkabildiği gibi darbeye bağlı olarak da yaşanabilir. Sporcu bu esnada bir
patlama sesi duyar ve genelde düşer. 48 saat ağrı giderek artar ve dayanılmaz
hale gelir. Sonrasında azalır. Bağlı
olduğu kemikten bir parça koparmak, ortadan kopmak gibi şekillerde kopabilen bu
arsız bağlar bazen menüsküs ve eklem kıkırdağında kırıkla beraber yaşanır.
Hamstring(arka bacak) kaslarından, dizden veya kadavradan
alınan dokular ile onarım yapılır. 6 hafta boyunca bu dokunun tutunması
beklenir. Tam iyileşme 1 yıl sürer. Aktif spora genelde 5. ayda başlanılabilir.
Bu operasyonlar %90 gibi yüksek başarı oranına sahiptir.
Spora dönüş
Spora dönüşte en
sıkıntılı dönem bacağın stabilizasyonunu sağlamaktır. Ön çapraz bağlar dizin
boşa düşmesini önler. Stabilizasyonu iyi sağlanmamış dizler spora döner dönmez
tekrar sakatlanır. (Bu hikayeyi biliyoruz sanırım)
--
Sporcu kendi vücudunu tanımalıdır dedik ama bu tam olarak ne
demektir? Bir sporcu kendi vücudunu tanıdığı kadar antrenman bilimlerini veya
merkezi sinir sistemini bilebilir mi? Bu sorunun cevabı genelde hayırdır. Ümit
Özat biliyor olabilir.
Sermayesinin vücudu olduğunu bilen, ona saygı duyan ve onu
gerek mental gerek fiziksel açıdan geliştiren sporcular kazanır, kazandırır.
Rakibi bir başka sporcu değil, bir hafta evvelki kendisi olmalıdır.
Alt yapıdan itibaren bazı konularda eksik eğitim alagelmiş
profesyonel sporcularımız, bu konularda da kendilerine yön verecek çok az
kimseyle çalışabilmişlerdir. “Maça gelmeden önce makarna yiyin”den öte beslenme
bilgisi alan genç amatör tanımadım ben. Nitekim, İbrahim Üzülmez, Ali Tandoğan
gibi suratından testosteron akan biri değilseniz mutlaka sakatlanırsınız.
Önlemler
Futbolda sakatlıkları önlemin en kolay yolu saha zeminlerini
düzeltmektir. Sakatlıkların %25ine kötü saha şartları neden oluyor. Yakında
taraftar çekirdek çitlemiyor diye bile ceza kesilecekken, hala şu sahalara
müsaade edilmesi çok saçma ve tam Türk işi.
Öncelikle alacağınız her önlem, kendinizi geliştireceğiniz
her antrenman, sakatlanma riskinizi sadece azaltır, yok etmez. Kuvvetli ve esnek
bir kasın sakatlanma ihtimali çok düşüktür.
Kuvvet demişken, ne kadar kuvvetten bahsediyoruz?
Bir örnek vermek gerekirse;
Ön bacak kası (quadriceps), arka bacak kasına (hamstrings)
oranla daha güçlü olmalıdır ve bu güç oranı yapılan spora göre değişir.
Futbolda genelde %70 geçerlidir. Ön bacak güçlenmeye arka bacağa nazaran daha müsaittir.
Bu oransal denge kurulamadığı ya da kaybolduğu zaman arka bacak kası baş
edemeyeceği bir yükle karşılaşır ve Almeida gibi bir futbolcunuz, derbi öncesi
tam da bu kas grubundan sakatlanır. Ben olsam ilgili ekibi kovmuştum.
Futbolcuların arka bacak kasları sürekli kısalır ve özel
uygulamalarla bunun önüne geçilir. Bu noktaları bir sporcunun anlaması çok
zordur. Yapabileceği en iyi şey periyodik olarak yapılan derin doku
masajlarında masörü gergin bölgelerine yönlendirmek olabilir.
Profesyonel ekip işe sporcu sağlık dosyası ile başlamalıdır.
Bu dosyalar sayesinde, ekip değişse bile
sporcuların tüm geçmişi kayıt altında tutulur. Sporcunun doğru basması, yürüyüş
bozukluğu, duruş bozukluğu gibi bir çok noktayı ele alıp buna göre sistemler ve
periyodizasyonlar oluşturmalı, sıklıkla (gerçekten çok sık) analiz almalı ve
sakatlıkları oluşmadan öngörebilmelidir. Ülkemizde bu genelde “Toraman
ağrılarından dolayı antrenmana çıkmadı” şeklinde algılansa da, bu aslında
profesyonel ekibin o ağrılar başlamadan çok daha önce fark etmesi gereken bir
konudur.
Elit atletler 8 saat uykularını uyumalı, protein,
karbonhidrat ve yağ gereksinimlerine göre beslenmeli ve susamadan su
içmelidirler. Elit atletlerin koçları ise, beslenmenin detayları olan mineral
&vitaminler konusunda sporcuyu aydınlatmalı, ısınma-soğuma şekilleri
konusunda bilinçlendirmeli ve bizzat uygulatmalılar. Sürekli kişiye özel analiz
yaparak sakatlıkları öngörebilmeli, kişinin zayıf noktalarının üzerine
gitmelidir. Bu bizde “Ersan’ın performansı düşmüştü, dinlenmeye ihtiyacı var, o
yüzden bu hafta dinlendirdik” şeklinde oluyor. Halbuki Ersan’ın performansı
düşmeden bu yorgunluğun geleceğini bilmek gerekir. Ona göre antrenman programı
ile o hafta dinlendirilir ve müsabaka günü tekrar maksimum performansa gelmesi
sağlanabilir. Kişiye özel periyodizasyon dediğim tam olarak budur. Bu kulüplere
ciddi bir maddi kazançtır. Bizde ise maalesef hep kayıptır.
Ülkemizde çoğu futbolcunun 10 metre top sürdükten sonra şut
atacak kuvveti kalmazken, sakatlığı engelleyici kuvvet çalışmalarından
bahsetmenin yersizliğini bilerek bunlara değinmeye çalıştık.
Dünya’da
sakatlıkları ortadan kaldırılacak bir yöntem henüz bulunamadı. Christinao
Ronaldo şu programı deniyor:
Ve futbol antrenmanlarına ek olarak bunu yapıyor.
Bu programı kendisi oturup yapmış olamaz. Mümkün değil.
Bizde böyle bir ekip var mı? Bunu uygulayacak kadar hırslı,
akıllı ve çalışkan sporcu var mı? Sporcuları bu doğrultuda kendilerini
geliştirmeye sevk edecek, mecbur bırakacak bir sistem var mı onu düşünelim. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder