4 Nisan 2016 Pazartesi

113 > Vodafone


2007 yazına girmek üzereyken, küçük bir grup Beşiktaş taraftarı, o dönem için stadın adıyla ilgili sponsorluk haberleri üzerine tepkisini ortaya koymuştu. Kulübün önünde ve Beleştepe'de açılan pankartta "Sponsora Gerek Yok Şerefimiz Yeter" yazıyordu. Küçük bir grubun öncülük ettiği bu söylem, kısa sürede Beşiktaş taraftarının yüksek sesi olmayı başarmıştı. Senelerdir stadın isminin "Şeref Bey" olarak değişmesini bekleyen bizlerin başka bir isme, hele bir sponsor ismine hiç tahammülü yoktu.


Ne yazık ki köprünün altından çok sular aktı. Bizler, o suların yönünü değiştirmeyi pek beceremedik. Fikret Orman başkanlığındaki yönetim de YD'den maddi anlamda gerçekten bir enkaz devralmıştı. Günümüz şartları da buna eklenince Beşiktaş'ın stat yenilmesinde sponsor kaçınılmaz oldu. Beşiktaş yönetimi, Vodafone ile Türk spor tarihinin en büyük anlaşmalarından birine imza attı. Yapılan anlaşma gereği stadın isim hakkı da 15 seneyle sponsorun oldu.

Vodafone, anlaşmanın imzalandığı günle birlikte Beşiktaş taraftarı ile ilişkilerini sıkı tutmaya çalıştı. Stadımız ile aramızdaki özel bağın farkındalardı ve "duygusal" dokunuşlar ile kısa sürede bizlerle aralarında bir iletişim oluştu. Öyle ki taraftar değil Şeref Bey Stadı demeyi, İnönü demeyi bile bıraktı. Yapılan sohbetlerde özlenen ev olarak Vodafone Arena bahsedilmeye başlandı. Yönetim yapmış olduğu sözleşme gereği zaten bu isme ilk günden evet demişti; ancak taraftarın kısa sürede içselleştirmesini pek anlayamıyorum. 

Stadın bitmesine sayıı günler kaldıkça sponsor isminin Beşiktaş'ın önüne geçmesinden ve dilediğimi yaparım havasına bürünmesinden son derece rahatsızım. Vodafone geçtiğimiz günlerde Anılar Sahada diye bir internet sayfasını yayına soktu. Sayfanın girişinde "Beşiktaş'ın Unutulmaz Anıları Vodafone Arena'da Yeniden Sahneye Çıkıyor" yazıyor. Siteye girdiğinizde sizi karşılayan bölümlerden birisi 3 Mayıs 1972'de Pele'nin forma giydiği Santos ile Fenerbahçe'nin karşılaşması. Bu maçın Beşiktaş'ın unutulmaz anıları ile ilgisi, bağı nedir acaba? Evet, İnönü Stadı Türk futbol tarihinde simge bir stattır; lakin konumuz Beşiktaş'ın unutulmaz anıları ve ben bizi zerre ilgilendirmeyen bir maç ile anekdot görmek istemiyorum. Hele ki kulübüm hakkında her fırsatta küçümseyici ifadeler kullanmaktan çekinmeyen bir kulüp hakkında asla.

Açılışa 11 gün kala, sponsorun başka bir çalışması geldi. Büyük kavuşmaya x gün kaldı denilerek, o forma numarası ile özdeşleşmiş Beşiktaşlı oyuncu ile selam çakıldı. Kolay iş değil. Beşktaş'ın 113 yıllık tarihinde formamızı terleten 700'ün üzerinde oyuncu bulunmakta. Formamızı giyme şerefine erişmiş oyuncular arasında nice isim de sadece elde ettikleri başarılar değil, aynı zamanda formamızı giyerken ve sonrasında da sergiledikleri örnek sporcu tavırları ile bizler için efsane mertebesine ulaştılar. Öyle ki bizler 100. yılımızda yapılan anket sonucunda altın, gümüş ve bronz kadrolara layık görülen isimleri sıralmıştık. (
http://www.milliyet.com.tr/2003/06/22/son/sonspo03.html) Kulüp tarihinin en önemli geri sayımında da bu isimleri görmek isterdik. Les Ferdinand ya da Daniel Amokachi de önemsiz isimler değil asla. Ancak Metin Tekin ve Mehmet Özdilek bizim evlatlarımız, bizim gerçek efsanelerimizdir. Ve unutulacak tarafta yer almaları kabul edilebilir değil. Vodafone'un bu tavrı oldukça popülist ve markasını pazarlama derdine düşmüş bir şirket tavrı. Hatta Daniel Amokachi bile kendisi ile ilgili paylaşım sonrasında "Geri mi geliyorum? Kimse bana söylemedi." diyerek esprili bir yanıt verdi. Geri sayımı sanki o sahada tekrar oynayacakmış gibi bekleyen oyuncular varken, Amokachi'nin bu yanıtı da manidar oldu. Bir bu kadar ilginci de 9 numaralı formasıyla Ferdinand görseli altında "Demba Ba dururken, Ferdinand da kim" diyen yeni nesil Beşiktaş taraftarı. Kulüp, sponsor firmanın da desteğiyle genç nesil taraftarına tarihe dokunma şansı verecekken, bunu es geçip, kolay olanı seçmeyi tercih etti. 

Ne yazık ki bu kadar değil... Bir an önce evine kavuşmayı bekleyen bizler, stat ile ilgili her gelişmeyi yakından takip ettik. Çimentosu karıldığında da, ilk koltuk takıldığında da coşku dolu olduk. Sponsor stadın girişine kendi ismini anında kazırken, Beşiktaş'a dair en ufak bir çalışmanın olmaması yürek burkucu. Kulübün bunu kabullenmesi daha can yakıcı. Sürekli yakında arma da, kartal da gelecek dense de bunun hala gerçekleşmemiş olması ve bunun öncelikli değil de sonradan olacak olmasını anlayamıyorum. Stadın içerisinde de sadece koltukların üzerinde küçük Beşiktaş armaları var. Tribünlerin isimlerinin belirtildiği yerlerde bizi yine Vodafone yazısı karşılıyor. Ne Beşiktaş yazıyor, ne de armamız var. Bu haliyle sanki Vodafone bize sponsor olmadı da Beşiktaş semtinde yeni bir Vodafone şubesi açtı gibi.


Kulübümüz, Vodafone ile bir sözleşme imzaladı ve stat yenilemede karşılıklı anlaştılar. Taraftar da bir ömür yaptıkları için sponsora minnet duyacaktır. Ancak zaman ilerledikçe görüyoruz ki sponsor firma, 113 yıllık kulübün önüne geçmiş durumda.

Biz, "eve dönüyoruz" dedik, mahalleye yeni taşınanların evini ziyarete gidiyoruz demedik! 

Not: Yazımızdaki  "Büyük kavuşmaya x gün kaldı" içeriğinde belirlenen geçmiş futbolcuların kimlerin olacağını stadımızın sponsoru Vodafone'un değil, içeriği yöneten ajans ve kulübümüz tarafından belirlenip tescillendiğini öğrendik. Sayın başkanımız haklı; kArtalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur!

Hiç yorum yok: