18 Şubat 2010 Perşembe

Benim İçin Saldır Kara Kartal



Önümüzdeki haftadan itibaren Balıkesir Ordu Donatım Birliğinde askerliğe start vermiş olacağız.
Uzun dönem askerliğin en sıkıcı kısmı orada zamanın nasıl geçecek olması değil burada bıraktıklarım olacak. Aileyi özleyeceğiz, telefonla hasret gidereceğiz. Arkadaşları özleyeceğiz, telefonla-internetle yetineceğiz. Beşiktaş'ı özleyeceğiz fotomaçla-digitürkle teselli olacağız. Belki totemi oluruz Beşiktaş'ın, ben gittikten sonra başarılı sonuçlar ardı ardına gelir. Ama her ihtimalde Gs maçında mabedde olacağım.

Acemilikte yazamayız ama usta birliğinde çarşı izninden çarşı iznine karalarız kısa kısa. Bir asker etiketi ekleyelimde dönünce bakarız ruh halimiz ne hallerdeymiş.
Sağlıcakla kalınız.

14 Şubat 2010 Pazar

Seni Uzaktan Sevmek


Londra/Portobello Road

Londra'daki Kartalımız'a sevgiler...

13 Şubat 2010 Cumartesi

Başkan Bize 10 Milyona Julio Cesar'ı Alsana


Gaziantepspor'u tebrik ederim. Maçın başından sonuna kadar üstün bir oyun ortaya koydular. Galibiyeti de sonuna kadar hakettiler. Olası bir puan kaybı onlar adına haksızlık olurdu.

YD'den ilk transfer bombası olarak Julio Cesar'ı bekliyorum. Yine kendine yakışan cömertlikle bize bu oyuncuyu kazandırır.

Kötü futbolu, gününde olmayan oyuncuları anlayabilirim. Ancak ruhsuz ve isteksiz olmayı kabullenemiyorum. Sahadaki oyuncular, kenardaki yönetim, yedek oyuncular hepsi aynı ruh halinde. Bu bağlamda da taktik, sistem vs. umrumda değil.

Dipnotun karesi: Bize Nobre'yi kakalayan ve sözleşmesi bittikten sonra tekrar bizle sözleşme imzalamasını sağlayan insanları tebrik ederim. Üstün bir başarıdır bana göre. Ayrıca O'nu takıma alan, kaptanlık bandını teslim eden, O'ndan medet uman kişilere de şükranlarımı sunuyorum!

İki Dil Bir Bavul


Filmi hala bilmeyenler varsa kısaca bahsedelim. Türk öğretmen bir Kürt köyüne gider. Öğrenciler öğretmenlerini, öğretmenler öğrencilerini anlamazlar. Ve bütün bu anlaşılmama hali bir kurgu değildir. Öğretmen'de öğrencilerde gerçektir. Öğretmenden ve köylülerden izin alınarak 1 sene boyunca gerçek olaylar kameraya çekilip bu film ortaya çıkmıştır. Film geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanlığı tarafından en iyi müzik ödülünü alması ile tekrar gündeme geldi. Zira Filmde hiç müzik yoktu.

Filmin kahramanı Zülküf. Sınıfta dahi çantasını çıkarmadan oturan bir öğrenci.
Öğretmeni sorar.
Yazın ders çalışacak mısın ?
Hayır.
Senin ailen var mı ?
Hayır.
Zülküf asilik yaptığından değil öğretmenin konuştuğu dili anlamadığı için hayır diye cevap vermektedir. Zülküf dendiğinde cevap bile vermez çünkü Zilkif diye bilir kendini.

Film zaten bütün gerçekçiliğiyle canımızı sıkarken finalde üstte ki sahne gelir. Zülküf en sonunda çantasını çıkarıp duvara asar. Önlüğünü çıkarır. Altında arması silinmiş, pazar malı V yakalı Beşiktaş forması çıkar. Sus olup kalırsınız.

9 Şubat 2010 Salı

Kırmızı Çizgi'nin Yüzü Kızarmayanları

Hıncal Uluç malumunuz. Sinek pisliğinden bile anlar. Her konuda ülkenin kanaat önderi...


Ntvspor’daki Kırmızı Çizgi programında meydanı yine boş bulmuş, hepimizi aydınlatmış: “Beşiktaşlı futbolcu, maç içinde başkanını protesto eden taraftarı için neden güzel futbol oynamaya çalışsın?”mış...

Böyle taraftarlık olur mu?”ymuş...

Karşısında da bir emme basma tulumba; Mehmet Arslan diye ukala bir “çok haklısın Hıncal abi”ci yağdanlık. Kendisinin çapsızlığını anlamak için programı 5 dakika izlemek yeterli.

Plaza konforuyla maç izleyince bu adamcıklar gibi olunuyor galiba, demek de mümkün...

Ancak biz işin bu kadar basit olmadığını düşünenlerdeniz.

Sahibinin sesi gazeteciler çoktur alemde. Sahibinin eşi dostu ise kulüp başkanı, yöneticisi, “ileri geleni”dir genelde. Hatır gönül ilişkileri “business” ile birleştiğinde ısmarlama haberler, yorumlar, yazılar doldurur bunların kağıt israfı gazetelerini ve akıllara zarar televizyonlarını.

Yoksa insanın ayakları yere bu kadar mı basmaz? Bu kadar mı taraftarın gündeminden ve hissiyatından uzak olunur?

Saf mıyız, salak mıyız biz?

Beşiktaş 6 senedir bütün değerleri ile birlikte dibe batıyor, daha doğrusu batırılıyor. Taraftar buna ses çıkarıyor, itiraz ediyor. Hala anlayamayan varsa, Hıncal gibi olsun. Tetikçiler için ise “alayına gider”.

Beşiktaş taraftarı zor günlerden geçiyor, kulübünün geleceğini ipotek altına alanlarla uğraştığı yetmiyormuş gibi, bir de zıpçıktı medya mensupları ve onların verdiği müthiş hayat dersleriyle (!) taraftarın sinirleri sınanıyor.

Hıncal ve yardakçılarını kale almamak lazım, fakat Ntvspor gibi izlenen, takip edilen bir spor kanalında bu tiplerin program yapmaya değer görülmeleri (!) bizi de ciddiyete olmasa bile cevap vermeye sevk ediyor.

Kaşarlanmış spor medyası, burada, hak ettiği yanıtı, layık olduğu üslupla alacaktır. Beşiktaş taraftarı kendisine saldıranları unutmaz, boş geçmez. Bilginiz olsun...


SonBarikat



Link 1

Link 2

4 Şubat 2010 Perşembe

Aşk Hiç Biter mi ?

Zor günler yaşadığımız zaten gün gibi ortada. Her yaşanan kaos-travma sonrası tribünleri terkedenler Beşiktaş'a küsenler olduğu gibi bu süreçtede benzer durumlar yaşanmaya başladı. Benim kişisel tavrım nettir. Eğer ortada bir adaletsizlik varsa ve savaş ortamı yaratılmak isteniliyorsa '' Savaş alanı terkedilmez''.

Beşiktaş'ı bu yönetim bu aciz duruma düşürmüştür. Ama son zamanlarda taraftarlar tarafından yaratılan hava Beşiktaşlıları iyiden iyiye aciz-çaresiz-zavallı bir duruma sokmaktan öteye gitmemektedir. Diğer takım taraftarların bile bize bakış açılarını belirleyen baskın durumda olan psikoloji halidir. Tribün ve taraftarlar daha dik durmalıdır. Bir Alman üstün teknolojisinin dediği gibi ''Beşiktaş Mücadeledir''. Demirören'e inat bir gün daha fazla yaşamalıdır Beşiktaş'lı. Ve bazı şeyleri zamana bırakmalıdır-bırakmalıyız. Fevri davranışlarla ve durumumuzu iyice dramatize ederek bir yere varamayız-varılmaz.

Özeleştiride vermeli Beşiktaş taraftarı. Amatör branşlara yönetimin ilgisizliği kadar taraftarın ilgisizliğide mevcut. Bugün hentbol maçında 50-60 tane taraftar var ve bu maç semtte oynanıyor ama gel görki Beşiktaşlılık ile ilgili milyon tane romantik yazı var. Bu işte ya ters orantı var ya da kaba tabiriyle tutarsızca. Beşiktaş Futbol takımından ibaret değildir. Semtte parasını düzenli alamamasına rağmen her sezon şampiyonluğa oynayan bir hentbol takımı var. Hiç yabancı oyuncusu olmadan mücadele eden bir Tekerlekli Sandalye Basketbol takımı var.

Tavrımı daha net ortaya koyayım. 15. dakikada maçtan çıkmayacağım. Pasif bir direniş sergilemek yerine varlığımı daha fazla hissettirme derdinde olacağım. Ve her zaman olduğu gibi Beşiktaş'ın eylemleri maç günü-maç sırasında belli olur. Kendini spontane olarak geliştiren tribün olmamız en büyük özelliklerimizden biridir. Maç günü başka türlü protestolar olacak-olmalı-olur.
Haydi Kalkın Ayağa

aşk hiç biter mi?

hiçbir şey olmamış gibi boşlukta kaybolup gider mi?
aşk hiç biter mi? aşk hiç biter mi?