29 Şubat 2012 Çarşamba

Michael Nyman ile İstanbul, Müzik ve Futbol

Dünyaca ünlü müzisyen Michael Nyman, !fİstanbul etkinliklerine katılmış. Ve ekip ile beraber Beşiktaş Çarşısı'nın gezmiş, Şeref Bey'deki Gençlerbirliği maçına gitmiş. Futbol ve müzik üzerine de hoş bir sohbet gerçekleştirmişler. Bizim manevi coğrafyamıza uzak birinin gözlemlerde bulunması güzel. Hayatı boyunca türlü tecrübeler elde etmiştir Nyman, bundan da fazlasıyla etkilendiği çok açık. İyi seyirler. Videodan haberdar eden Tuna Özaslan'a da teşekkürler.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Bizim Beyazımız





YD önderliğindeki rezalet ibra edilmişken, maçın falan önemi yoktu. Lakin söz konusu Beşiktaş olunca, sırt da dönemiyor insan. Yukarıdaki kareler "Bizim Beşiktaşımız, bizim beyazımız" Berbat bir günün sonunda, senin gibi üzülen arma içindeki adamlar çok kıymetli.

10 Şubat 2012 Cuma

Beşiktaş Bize Beyaz Desene I

Sevgili Marmara, içinde bolca Beşiktaş olan güzel kareler çekmiş. Tek seferde değil de, üç parçada ekleyeceğiz. Çok fazla şey söylemeye gerek yok. Dünyanın en güzel yolu, parkı, seması.










7 Şubat 2012 Salı

Cumhurbaşkanı Ernst

Ne dert, ne de tasa biter bizde. O dertlerin arasına Fabian Ernst'i eklemeyin. Ernst, birgün ayrılacaksa Beşiktaş'tan, sebebi bu yaşananlar olmasın. Futbolu Beşiktaş formasıyla bırakmasını hayal ederken, kulüpte görev aldığını düşlerken yapmayın bunu. Lütfen yapmayın.

Beşiktaş'ın çocuğu olmanın kolaylaştığı şu günlerde, Beşiktaş'ın sahada vücut bulmuş halidir Fabian Ernst.

3 Şubat 2012 Cuma

Hangi Beşiktaşlılar?

Beşiktaş gündemi öyle hareketli ki, değil günler, dakikalar yetişmiyor hızına.

F.Bahçe resmi sitesinin yayınladığı habere göre bir grup Beşiktaşlı(!), Samsun'dan dönen F.Bahçe kafilesini karşılamış. Karşıladığı yetmemiş, bir de üstteki pankartı açmış.

Hangi Beşiktaşlılar bunlar? Açtıkları pankartı şu dakikaya kadar sahiplenemeyecek kadar korkan sözde Beşiktaşlılar kimler? AY ile Seba'yı aynı kefeye koyma gafletine düşen sözde Beşiktaşlılar kimler? Yoksa "Fenerbahçemiz" diyen bir başkanın ayakçıları mı?

Açılan pankartı gerçek Beşiktaş taraftarlarının açtığına inanmıyorum. Sonunu hızla hazırlayan bir adamın çırpınışları bunlar. 109 yıllık camiayı daha nasıl rezil ederim, nasıl zarar verebilirim çabasında olan adamın pis hamleleri. Kendi çıkarları uğruna, Beşiktaş'ı kirletmekte bir sakınca görmeyen.

Pazar günü oynanacak olan derbi öncesinde de, Fb resmi sitesinden körler, sağırlar birbirini ağırlar tadında şöyle bir açıklama bekliyorum: "Deplasman tribününe gelecek olan Beşiktaş taraftarlarına AY maskesi dağıtılacaktır."

Düzeltme: Günün ilerleyen saatlerinde pankartı yaptıran ve açtıran kişinin Yalçın Aksoy isminde bir BJK kongre üyesi olduğu öğrenildi. Kendisi Beşiktaşlı duruşundan söz ediyor. Lakin bu ifadeyi manasız tavırları ile sıradan bir söz öbeği haline getirenler gibi bir durum içerisinde. Bir Beşiktaşlı'nın bu gibi tavırlar içerisinde olması kabul edilemez. Kimsenin Beşiktaşlılığı sorgulanamaz gibi bir klişe var. Böyle Beşiktaşlı'nın ki sorgulanır.

2 Şubat 2012 Perşembe

Nerdesin Olm Sen?


Türlü olumsuzlukların aynı anda yaşandığı başka bir takım bilmiyorum ben. Olabilecek her türlü tatsız şeyin bir anda olduğu. Bu gece de o anlardan birisiydi. Zaten cepte sıkıntının alası var. Maç öncesi de, Fernandes'in 2 maç ceza aldığı haberi geldi. Maçın başlarında İsmail ve Hilbert sakatlanarak oyunu terkettiler. Kötü futbol, kötü hakem, üstüne skorda geri kalmak derken, Beşiktaş'ın kaptanlarından biri kırmızı kart gördü. Hem de ne kırmızı...

Quaresma, Beşiktaş formasıyla bugüne kadar 3 defa kırmızı kart gördü. Geçen sene, Şeref Bey'de Dinamo Kiev'e 1-4 yenildiğimiz maçın uzatma dakikalarında kasti harekette bulundu rakibine. Bu hareketi o dönem "kazanma hırsı" diye adlandırıldı. Kazanmak istediği için, takımını deplasmanda yalnız bıraktı. Tribünler, adını haykırarak içeri uğurlamayı tercih ettiler.

Bu sene, ligin ilk yarısında deplasmanda Bursaspor ile oynanan maçta, rakip 10 kişiyken, üstelik Beşiktaş 0-1 mağlupken kırmızı kart gördü. Trivela yapmaya çalışmıştı, yapamadı. Buna sinirlendi, rakibine kasti müdahalede bulundu. Rakip tribünlere, armasını öperek tepki gösterdi.

Bu gece... Haftalardır, sakatlık yüzünden formasından mahrum kalan Quaresma, Şeref Bey'deki ilk maçında yine rakibine sert ve kasti bir hareket yaparak, takımı eksik bıraktı. Takımı mağlupken, 2 arkadaşı sakatlanarak oyunu terketmişken ve hocası "tercih" değişikliğini, tek hakkını ondan yana kullanmışken.

Elbette oyuncu kırmızı kart görür, o adrenalin ile sahada yolunda gitmez her zaman hiçbir şey. Pozisyon icabıdır, hatasını telafi etmeye çalışırken daha da kötü hale getirir, çığırından çıkar vs. Ama bir oyuncu hep aynı kartı görüyorsa ve bunun kazanma hırsı ile alakası yok ise orada bir dur demek lazım, bu adam kaptansa 2 defa dur demek lazım.

Benim nazarımda ihanettir bu. Oynadığı kulübe, takım arkadaşlarına, taraftara, hocasına. Bunun özeleştirisini yapmayan oyuncunun da her şeyden önce kendine hayrı yoktur. Çok merak ediyorum, soyunma odasında acaba arkadaşlarından özür diledi mi? Kendinden büyükleri ya da yaşıtlarını geçtim, genç takım arkadaşlarının gözünde nasıl konumu? Bir Necip'i, Veli'yi nasıl ikna edersiniz bu gece için? Ne dersiniz de kabul eder bu hareketi? Takım arkadaşlarının kabul edemediğini ben nasıl edeyim?

Kiev maçında kart gördüğünde yeni gelmişti Beşiktaş'a. Ve o dönem "koçum benim" ile kotarılmıştı durum. Bursaspor maçı, kazanılmıştı. Üstelik arada husumet olan Bursaspor tribünlerine arma şov yapılmıştı. Bugün, mağlup olmasaydık ve cezalı olduğu maç F.Bahçe maçı olmasaydı, ses çıkarmayacak ciddi bir kesim vardı yine. Bunu da göz ardı etmeyelim. Quaresma'nın bu hal ve tavırlar içerisindeki en büyük sebeplerden biri de onlara bu denli fırsat veren bizleriz. Yoksa, "Olur mu öyle şey? Aynı kartları Edu, Necip, Veli, Holosko da görse sineye çekerdik" mi diyoruz?

Tüm dert bu mu? Olmadığını elbette biliyoruz. Zaten olanı, bu maçla ayyuka çıkanı irdeliyoruz sadece. Ne derdimiz Quaresma'yı asmak, ne linç etmek. İyi yönetilmeyen bir kulübün, iyi yönetilmeyen futbol şubesinin, takımının kaptanının da kendini bu çarka meze etmesini sindiremiyoruz. Birkaç sezondur yıldız futbolcuya tav olup, onların sergilediği lakayıt tavırlara ses çıkarmayan bizleri eleştiriyoruz.

Kulüpte en yeni kişi olan Carvalhal'in, en doğru şeyi söylemesi de ancak bizim Beşiktaş hikayemizde olurdu zaten. "Beşiktaş, her şeyden üstündür."