9 Mayıs 2014 Cuma

Beşiktaş: 4 - Galatasaray: 3 (9 Mayıs 1992) Şampiyon Beşiktaş!



"Gordon Milne yönetimindeki Beşiktaş'ın, altın yıllarında üst üste üçüncü şampiyonluğunu kovaladığı 1991-1992 sezonuydu. Beşiktaş şampiyonluğa çok yaklaşıyor, önünde sadece iki engel kalıyordu.

Bitime 2 hafta kala İnönü'ye gelen takım iddiasız Galatasaray'dı. Mustafa Denizli yönetimindeki Sarı-Kırmızılılar haftalar önce şampiyonluk yarışında havlu atıyordu. Ancak Galatasaray hala güçlü bir ekipti. 

Beşiktaş, 9 Mayıs 1992'de sahaya çıkarken, kazanıp tur atmak istiyordu.  Ancak 24. dakikada beklemediği bir golü kalesinde görüyordu. Ceza alanına giren Arif, takımına bir penaltı kazandıyor, penaltıyı kullanan Yusuf, Galatasaray'ı 1-0 öne geçiriyordu. 

Beşiktaşımızın bu gole yanıtı çok çabuk geliyor. Şifo Mehmet, Bülent'in yanından geçip topu Hayrettin'in uzanamayacağı köşeye bırakıyordu. Devre 1-1 kapanıyordu.
İkinci yarı ise tam bir gol düellosu şeklinde geçiyordu. Bu devrenin ilk golü de Galatasaray'dan geliyordu. Iorfa'nın pasında İsmail topu ağlarla buluşturuyor, ancak yanıtımız yine gecikmiyordu. Ali ortalıyor, Mehmet düzeltiyor, Sergen şutluyordu: 2-2

55. dakikada Iorfa kaleci Bako'yu engelleyince boştaki topu Hamza ağlara gönderiyordu. Maçın hakemi Ahmet Çakar, bu tartışmalı golü verince Galatasaray 3. kez öne geçiyordu.

Ancak 3 dakika sonra, son derbi maçına çıkan Erhan Önal'ın hatalı pasını Feyyaz kapıyor, pasında Ali skoru bir kez daha eşitliyordu. Bu golden sonra Tugay kırmızı kart görüyor, Yusuf sakatlanıp, oyundan çıkıyordu. Galatasaray, sahada 9 kişi kalıyordu.

Beşiktaşımız tüm gücüyle yükleniyor, Galatasaray'ın direnecek gücü kalmıyordu. Mehmet'in kaptanlığındaki Beşiktaş, beklenen gole 82. dakikada kavuşuyordu. Şifo'nun golü üst üste 3. şampiyonluğun garantisiydi.

Beşiktaşımız bu maçta mutlu sona Bako, Recep, Gökhan, Ulvi, Kadir, Zeki, Rıza, Mehmet, Sergen, Feyyaz, Ali (Turan) kadrosuyla ulaşıyordu."

Kaynak: 1903'ten Bugüne Bjk (2008 Takvimi)


İslam Çupi'nin şampiyonluk sonrası yazdığı "Mutlu-Taş" yazısı:

"Seyirci, en büyük golcüdür futbolda. Bir elli yıldır İstanbul'da derbi maçı bir takımın 500 kişi ile, bir takımın 27 bin kişi ile temsil edildiği bir büyük oyuna sadece dün tanık oldu. Galatasaray'ın bir balkon taraftarı ile dün İstanbul olmuş Beşiktaş'la boğuşmaya yeltenmesi neye benziyordu biliyor musunuz? Arnavutluk'un kıta Çin'ine savaş ilan etmesine.

Tribünlerdeki Siyah-Beyazlı inanç, sahada oynayan Beşiktaş futbolcularına o derece gür akıtılmıştı ki ligin namağlup mangası, Galatasaray karşısında 3 kere mağlup duruma düşmesine rağmen, bu büyük oyunu, bu büyük kahırı zafere çevirerek, " en büyük kim? " sorusunun yüzölçümüne bütün ihtişamı içinde oturdu. 

Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye benzemiyordu futbolda. Fenerbahçe ve Galatasaray, futbolda Beşiktaş'a benzemek konusunda ne kadar tavır inadını sürdürürlerse, o kadar yıl daha ne Florya ormanında Aslan, ne Kalamış korularında Kanarya göreceğiz. İstikbal göklerindir ve gökteki Kartal'ındır.


Büyük maçından birinci devresi, büyük maç olmadı. Zemini kaplayan faul kapanı, mesleği profesyonel futbolculuk olan insanları bu kadar kolay yakalamalı mıydı? Hafta arası Juventus-Parma Tv'den olma futbolda bıktırıcı bir pres, korkunç bir saha blokajı ve kovalamaca olmasına rağmen zemin hastalar koğuşuna dönmedi. Çünkü İtalya'da olan "topu çabuk kontrol et, çabuk karar ver ve çabuk çıkar" diye özetlenebilecek bir futbol otomasyonu ne Türkiye'de vardı, ne de dünkü oyunda. Ta ki top penaltı noktasına konuncaya kadar.

Maçın ikinci devresinde, bir takımı öne geçiren, bir takımı sonra yakalatan goller, bir o kalede bir bu kalede patlarken, Beşiktaş ve Galatasaray maçına getirdiği gerilim ve yüksek heyecan, çokcası iki ekibin kendi yarattıkları bir artık değer ihtilali olsalar bile, kalite yüksekliğinde bir takım futbolcuların, rakiplerine tanıdığı talihsiz avantajların da rolü vardı.

Mevsime bir kaleci karikatürü olarak başlayan ama maçlar ilerledikçe Beşiktaş direklerinin arasına elddivenli bir kurtarıcı yetiştiren Bako, dün zaviyesi kapanması ve duruşu sabitlenmesi gereken iki uzak çapraz gole izin vermekle, Beşiktaş'ın bir nefes alan, bir nefe alamayan şampiyonluk çocuğuna en zor doğumu yaptırdı. Keza Galatasaray defansının gerisinde ve ortasında yer alan Erhan, Bülent gibi, Tugay ve Muhammed gibi.

Jübileye hazırlanan batılı Erhan'ın doğulu bir bacak olarak attığı geri paslar, savaşçı Bülent'in dün dalgın bir defans sulhuna imza atması, Muhammed ve Tugay'ın rakiplere verilmiş toplara nakliye servisi kurması, dünkü büyük maçın hatıra defterini tutanlar için hangi yorumlara açık kalacaktır bilemem.

Bildiğim tek şey, dünkü maçın iki kahramanının Mehmet ve Yusuf olduğudur. Haftalardan beri hem Beşiktaş'ı hem futboldaki en usta ve ters hareketleri taşıyan Mehmet, dünkü oyunda da zeminin her noktasına yıkılmış bir Beşiktaş'tan hep dirilikler götürerek, mevsim mesaisini şöyle bir sertifika alarak tamamladı. "Türkiye'nin en iyi futbolcusu"


Yusuf, antrenörsüz, gayesiz, önümüzdeki sezona da bulutlu gireceği belli olan Galatasaray'da, oyun ve mücadele kişiliğini en üst dozda tutan oyuncu idi. 

Beşiktaş'ta muhteşem Mehmet'in oyun ve şampiyonluk inancının peşine takılanlar da vardı. Hakkını yemeyelim bu listenin. Feyyaz, Ali, Rıza, Gökhan, Ulvi ve küçücük Sergen.

Mutlu son, bir portföy değil ki, otobüsteki yankesici mahareti gibi Beşiktaş'ın cebinden alınsın. Hele hiçbir maça gelmeyen, en büyük Beşiktaş muhafazakarı Süleyman Seba da dünkü oyuna geldikten sonra.

Bir anıt daha dikildi, dün...
Dikilitaş'tan sonra MUTLU-TAŞ"


Tribünlerdeki kimi pankartlar, " Sevgi, disiplin, dayanışma ve istikrar, Beşiktaş'ımızın farkı bunlar, Beşiktaşmatik 5 yıl garantili, Bulamadık bir ilaç bu aşka, Beşiktaş sevgisi bambaşka, Edirne'nin ardı bağlar, Kartal'a rakip olan ağlar, Şifo değil, şifasın."



8 Mayıs 2014 Perşembe

İyi ki Doğdun Metin Tekin



"Kendimi bildiğimden bu yana bir kez ağladım, o da Beşiktaş'ın şampiyon olduğu gün "
(18/03/1989 Milliyet gazetesi röportajından)

İyi ki doğdun, iyi ki bizim Sarı Fırtınamız oldun. Mutlu seneler efsane!

1 Mayıs 2014 Perşembe

1 Mayıs


Tüm işçi ve emekçilerin bayramı 1 Mayıs kutlu olsun!