30 Ocak 2013 Çarşamba

Beşiktaş'ın Bitmeyen Derdi Sakatlıklar ve Sağlık Ekibi

Birkaç sezon önce peş peşe omuz sakatlıkları yaşamıştık. Tesadüf olmadığını tahmin ediyorduk; lakin konu hakkında bilgi sahibi olmadığımız için net bir şey de ifade edemiyorduk. O dönem geride kalmış demişken, gündemimiz "çapraz bağlar" oldu. Ersan ve İsmail 2 defa (ikisi de iyileşme sürecindeyken) aynı sakatlığı yaşarken, Pektemek ve Boral da sezon içerisinde bu talihsiz sakatlığı yaşadılar. Boral, geçmiş dönemde de aynı sakatlığı yaşamıştı üstelik.

Dedik ya konu hakkında ahkam kesecek bilgimiz olmadığı için "acaba"larla yorum yapıyoruz. Ortada bir terslik, sıkıntı olduğu aşikar. Bu sıkıntı kendine iyi bakmayan oyunculardan mı kaynaklanıyor, yoksa amatörce davranan sağlık ekibinden mi?

Sevgili arkadaşım Ali Aydın, konunun bilir kişilerinden. Uzun yıllardır sporla iç içe, uzmanlık alanı da vücut geliştirme. Beşiktaş'la ilgili sakatlık haberlerinde sık sık bizleri minik ayrıntılarla bilgilendirir. Oyun esnasında yaşanan sakatlıklara dair yorumları sıklıkla gerçeği, doğruyu yansıtır. Uğur Boral'ın sakatlığı sonrasında kendisinden konuyla ilgili bizi bilgilendirmesini rica ettim. En azından şu tatsız sürece dair bilgilenelim. Blogda ilk defa böyle bir konuyu paylaşıyoruz. Ali'ye katkıları ve beni kırmadığı için buradan da tekrar teşekkür ederim.

"Uğur Boral’ın daha evvel çapraz bağ sakatlığı yaşadığını bir sağlık sitesine verdiği röportajda  görmüştüm. Bu sakatlığı tekrar yaşamanın korkusunu çok hissettiğini, sporcunun kendisini tanıması ve dikkatli bir yaşam sürmesi gerekliliğinden bahsediyordu. Bu röportajın üstünden çok zaman geçmedi ki Uğur tekrar aynı sakatlığı yaşadı.

Suçlu Uğur mu?

Eğer Uğur bu demeci vermemiş  olsaydı ilk tepkim “hah kendine bakmadı, Gökhan’ın gelmesiyle de kendini zorlamak istedi ve sakatlandı” olurdu. Fakat sporcunun dikkat etmesi gereken şeyleri yeni özetlemiş birinin bu sakatlığı tekrar yaşaması aklımda başka soru işareti bıraktı. Şu kabul; bir sporcu kendine bakmazsa mutlaka sakatlanır. Bir sporcu kendine bakmasına rağmen sakatlanıyorsa bir noktada birilerinde hata ve eksiklik var demektir.

Çapraz bağ nasıl kopar?

Çapraz bağ sakatlıkları ani dönüşlerde, ani yavaşlamalarda, zıplayıp tek bacak üstüne düşme ve dizin boşa gitmesi gibi durumlarda ortaya çıkabildiği gibi darbeye bağlı olarak da yaşanabilir. Sporcu bu esnada bir patlama sesi duyar ve genelde düşer. 48 saat ağrı giderek artar ve dayanılmaz hale gelir.  Sonrasında azalır. Bağlı olduğu kemikten bir parça koparmak, ortadan kopmak gibi şekillerde kopabilen bu arsız bağlar bazen menüsküs ve eklem kıkırdağında kırıkla beraber yaşanır.



Hamstring(arka bacak) kaslarından, dizden veya kadavradan alınan dokular ile onarım yapılır. 6 hafta boyunca bu dokunun tutunması beklenir. Tam iyileşme 1 yıl sürer. Aktif spora genelde 5. ayda başlanılabilir. Bu operasyonlar %90 gibi yüksek başarı oranına sahiptir. 

Spora dönüş

Spora dönüşte en sıkıntılı dönem bacağın stabilizasyonunu sağlamaktır. Ön çapraz bağlar dizin boşa düşmesini önler. Stabilizasyonu iyi sağlanmamış dizler spora döner dönmez tekrar sakatlanır. (Bu hikayeyi biliyoruz sanırım)

--

Sporcu kendi vücudunu tanımalıdır dedik ama bu tam olarak ne demektir? Bir sporcu kendi vücudunu tanıdığı kadar antrenman bilimlerini veya merkezi sinir sistemini bilebilir mi? Bu sorunun cevabı genelde hayırdır. Ümit Özat biliyor olabilir.
Sermayesinin vücudu olduğunu bilen, ona saygı duyan ve onu gerek mental gerek fiziksel açıdan geliştiren sporcular kazanır, kazandırır. Rakibi bir başka sporcu değil, bir hafta evvelki kendisi olmalıdır. 

Alt yapıdan itibaren bazı konularda eksik eğitim alagelmiş profesyonel sporcularımız, bu konularda da kendilerine yön verecek çok az kimseyle çalışabilmişlerdir. “Maça gelmeden önce makarna yiyin”den öte beslenme bilgisi alan genç amatör tanımadım ben. Nitekim, İbrahim Üzülmez, Ali Tandoğan gibi suratından testosteron akan biri değilseniz mutlaka sakatlanırsınız.

Önlemler

Futbolda sakatlıkları önlemin en kolay yolu saha zeminlerini düzeltmektir. Sakatlıkların %25ine kötü saha şartları neden oluyor. Yakında taraftar çekirdek çitlemiyor diye bile ceza kesilecekken, hala şu sahalara müsaade edilmesi çok saçma ve tam Türk işi.

Öncelikle alacağınız her önlem, kendinizi geliştireceğiniz her antrenman, sakatlanma riskinizi sadece azaltır, yok etmez. Kuvvetli ve esnek bir kasın sakatlanma ihtimali çok düşüktür.
Kuvvet demişken, ne kadar kuvvetten bahsediyoruz?

Bir örnek vermek gerekirse;

Ön bacak kası (quadriceps), arka bacak kasına (hamstrings) oranla daha güçlü olmalıdır ve bu güç oranı yapılan spora göre değişir. Futbolda genelde %70 geçerlidir. Ön bacak güçlenmeye arka bacağa nazaran daha müsaittir. Bu oransal denge kurulamadığı ya da kaybolduğu zaman arka bacak kası baş edemeyeceği bir yükle karşılaşır ve Almeida gibi bir futbolcunuz, derbi öncesi tam da bu kas grubundan sakatlanır. Ben olsam ilgili ekibi kovmuştum.

Futbolcuların arka bacak kasları sürekli kısalır ve özel uygulamalarla bunun önüne geçilir. Bu noktaları bir sporcunun anlaması çok zordur. Yapabileceği en iyi şey periyodik olarak yapılan derin doku masajlarında masörü gergin bölgelerine yönlendirmek olabilir.

Profesyonel ekip işe sporcu sağlık dosyası ile başlamalıdır. Bu dosyalar sayesinde,  ekip değişse bile sporcuların tüm geçmişi kayıt altında tutulur. Sporcunun doğru basması, yürüyüş bozukluğu, duruş bozukluğu gibi bir çok noktayı ele alıp buna göre sistemler ve periyodizasyonlar oluşturmalı, sıklıkla (gerçekten çok sık) analiz almalı ve sakatlıkları oluşmadan öngörebilmelidir. Ülkemizde bu genelde “Toraman ağrılarından dolayı antrenmana çıkmadı” şeklinde algılansa da, bu aslında profesyonel ekibin o ağrılar başlamadan çok daha önce fark etmesi gereken bir konudur.

Elit atletler 8 saat uykularını uyumalı, protein, karbonhidrat ve yağ gereksinimlerine göre beslenmeli ve susamadan su içmelidirler. Elit atletlerin koçları ise, beslenmenin detayları olan mineral &vitaminler konusunda sporcuyu aydınlatmalı, ısınma-soğuma şekilleri konusunda bilinçlendirmeli ve bizzat uygulatmalılar. Sürekli kişiye özel analiz yaparak sakatlıkları öngörebilmeli, kişinin zayıf noktalarının üzerine gitmelidir. Bu bizde “Ersan’ın performansı düşmüştü, dinlenmeye ihtiyacı var, o yüzden bu hafta dinlendirdik” şeklinde oluyor. Halbuki Ersan’ın performansı düşmeden bu yorgunluğun geleceğini bilmek gerekir. Ona göre antrenman programı ile o hafta dinlendirilir ve müsabaka günü tekrar maksimum performansa gelmesi sağlanabilir. Kişiye özel periyodizasyon dediğim tam olarak budur. Bu kulüplere ciddi bir maddi kazançtır. Bizde ise maalesef hep kayıptır.
Ülkemizde çoğu futbolcunun 10 metre top sürdükten sonra şut atacak kuvveti kalmazken, sakatlığı engelleyici kuvvet çalışmalarından bahsetmenin yersizliğini bilerek bunlara değinmeye çalıştık.

Dünya’da sakatlıkları ortadan kaldırılacak bir yöntem henüz bulunamadı. Christinao Ronaldo şu programı deniyor
Ve futbol antrenmanlarına ek olarak bunu yapıyor.
Bu programı kendisi oturup yapmış olamaz. Mümkün değil.
Bizde böyle bir ekip var mı? Bunu uygulayacak kadar hırslı, akıllı ve çalışkan sporcu var mı? Sporcuları bu doğrultuda kendilerini geliştirmeye sevk edecek, mecbur bırakacak bir sistem var mı onu düşünelim.  "

25 Ocak 2013 Cuma

Rengimizle Isınıyoruz

Siirt Şirvan Aşağı Taşlı Köyü ve Sevindik ilkokullarından ilk fotoğraflar geldi. Kardeşlerimize karne hediyesi olan atkılar bereler onları sevindirdi. Onların o fotoğraflardaki gülüşleride bize mutluluk olarak geri döndü. Katkı yapan herkese teşekkürler. Hala gönderim yapmak isteyen arkadaşlar alttaki postlarda yer alan iletişim bilgilerinden arkadaşlara ulaşabilirler.









20 Ocak 2013 Pazar

Samsun Asfaltı


Nuri Asan
Muzaffer Badalıoğlu
Mete Adanır
Zoran Tomic
Asım Özkan

Ruhları şad olsun.

19 Ocak 2013 Cumartesi

72 Senedir Kara Kartal

"Halkın takımı olan Beşiktaş'a Kara Kartal sembolünü ilk kez yakıştıran kişi, sıradan bir halk adamı olan Mehmet Galin'dir.

Mehmet Galin, Mısır'dan İstanbul'a göç etmiş bir ailenin mensubudur. İstanbul Tramvay İdaresi'nde vatman olarak çalışmaktadır. Şeref Stadı'ndaki hiçbir maçı kaçırmayan koyu bir Beşiktaşlıdır. 

1930'lu yılların sonunda akciğer kanserine yakalanır. Tramvay İdaresi'nden emekli edilir. Doktorların tavsiyesi üzerine ve deniz havası iyi gelir düşüncesiyle, vaktinin çoğunu Şeref Stadı'nın denize bakan rıhtımında inşa ettiği kulübede geçirmeye başlar.

1940-41 futbol sezonu, Beşiktaş tarihinin unutulmaz sezonlarından biridir. Beşiktaş, o sezonda oynadığı lig maçlarının tümünü kazanarak, kırılması imkansız bir rekora imza atar ve namağlup şampiyon olur. 18 lig maçında rakip filelere gönderdikleri 84 golle de bir başka rekora imza atmıştır Siyah-Beyazlı oyuncular.

Bu sezon içinde ilk kez dile getirilen bir yakıştırma, sıradan bir Beşiktaş taraftarı Mehmet Galin'in Şeref Stadı'nda yankılanan sesi, Beşiktaş ile Beşiktaşlılık kimliğiyle özdeşleşen ölümsüz bir sembol olmuştur. 19 Ocak 1941 Pazar günü, hakemliğini Semih Duransoy'un yaptığı Beşiktaş - Süleymaniye maçına, o sezon çoğu maçta olduğu gibi simsiyah formalarla çıkmıştır Beşiktaşlılar. Deniz tarafındaki yükselen Mehmet Galin'in "Haydi Kara Kartallar... Hücum Kara Kartallar..." bağırışları ilk kez bu maçta duyulmuştur.

Mehmet Galin'in "Kara Kartal" benzetmesi öylesine benimsenmiştir ki, önce bir tek kişiden yükselen bu ses, maçtan sonra yüzlerce, binlerce kişinin sesinden Çırağan'ın köhne duvarlarında çınlamakta, Boğaz'ın serin sularında yankılanmaktadır.

Mehmet Galin, kalan ömrünün büyük bir bölümünü Şeref Stadı'nda inşaa ettiği ve üzerini Kara Kartal motifleriyle süslediği kulübesinde tamamlar. Şeref Stadı'ndaki tek bir maçı, tek bir antrenmanı kaçırmaz. Şeref Stadı önünden tuttuğu balıkları Beşiktaşlı taraftarlara, futbolculara dağıtmak en büyük keyfidir. Zaman içerisinde adı bile unutulur. Son nefesini verdiği güne kadar çevresince, "Kara Kartal Galin" olarak çağırılır.

Kara Kartal yakıştırmasını ilk duyduğunda önemseyen ve o dönemde rahmetli Galin'le bir röportaj gerçekleştiren değerli gazeteci ve spor tarihçisi Cem Atabeyoğlu ise bu konuda gerçeklere ulaşılmasını sağlayan isim olmuştur."

Süleymaniye maçını da Voleci Şeref (3), Baba Hakkı, Şükrü ve Şakir'in golleri ile 6-0 kazanır Beşiktaş.
Kaynak: 2008 Beşiktaş takvimi


Özledik Seni Çutak

Beni gömmeye değil, yaşatmaya gelişinizin ilk töreni olacak bu.

Bırakın ağlaşmayı... Yoklayın yüreklerinizi... Aranızdan ayrıldığını sandığınız yürek çırpıntılarımı orada duymuyor musunuz? 

Cenazemde ardımdan onurlu sözler edecekler. Sağ olsunlar. Benim  de size iki çift sözüm var, Halil Cibran'dan...

"Veda sizlere ve sizlerin arasında geçirdiğim gençliğe. Daha dündü ki, sizlerle bir düş'te buluşmuştuk. Kendi yalnızlığımda bana türküler dinlettiniz ve ben de sizlerin özlemlerinden gökyüzüne bir kule kurdum.

Ama artık uykumuz kaçtı ve düş dağıldı, artık ayrılmalıyız. Eğer anının alaca aydınlığında yeniden karşılaşırsak, yeniden bir daha beraberce konuşuruz ve sizler bana daha derin bir şarkı söylersiniz. Ve eğer ellerimiz başka bir düş'te birbirlerini bulursa, gökyüzüne bir başka kule daha dikeriz."

Ağıt toplumuyuz biz... Acıyı kazanç bellemişiz...
Siz ölüm ilanımı veredurun... Bu da benim yaşadığımın ilanıdır.

16 Ocak 2013 Çarşamba

Rengimizle Isıtacağımız Okullar


Siirt  Şirvan Taşlı İÖO
Okul Müdürü: Samet Özdemir
Adet: 28


Asmalıköyü BS İÖO (Diyarbakır)
Okul Müdürü: Mehmet Emin Akdemir
Adet: 10


Aşağı Telçeker İÖO (Ağrı)
Okul Müdürü: Seher Altıntaş
Adet: 28


Görgü Köyü İÖO (Muş)
Okul Müdürü: Öner Yaman
Adet: 35



Siirt Şirvan Sevindik İÖO
Okul Müdürü: İhsan Erdek
Adet: 30
Fotoğrafları da müdürümüz İhsan Erdek yolladı, teşekkür ederiz.

Rengimizle ısınmayı bekleyen okullarımız. Adetler, okulların mevcut durumlarına göre belirlenmiştir. Mevcut rakamın üstüne çıkıldığı takdirde, ısınmayı bekleyen diğer okullarımız ile irtibata geçilecektir.

Okullar ya direkt bizimle iletişime geçmiştir ya da bubenimkoyum.com sitesi üzerinden talepte bulunmuştur. Talepte bulunan yeni okullar geldikçe bloglarda paylaşılacaktır.

Kargo için: Recep Özerin / Davutpaşa Cad. No: 34 34020 Topkapı/İSTANBUL
Hesap numarası: Yusuf Koç / Yapı Kredi Bankası IBAN NO: TR91 0006 7010 0000 0069 2521 92

15 Ocak 2013 Salı

Rengimizle Isıtıyoruz


Bu soğuk kış günlerinde, Doğu’daki Beşiktaşlı çocuğu mutlu edecek, onun içini ısıtacak bir atkıdır, bir beredir, bir eldivendir…
Bunları göndermek bizim için çok zor değil ama o çocuk için çok önemli olabilir. Bilmediği, tanımadığı birinden gelecek bir hediye onun yüzünü güldürmeye yetebilir.
Beşiktaş taraftarı olarak bu doğrultuda 19 Ocak Cumartesi günü saat 14:30’da İnönü Stadı Kartal Yuvası önünde buluşup alacağımız ürünleri kargo ile göndereceğiz.
Siirt’te, Ağrı’da, Şanlıurfa’da birçok öğretmenle temas kurulmuştur. Göndereceğimiz atkılar, bereler, eldivenler onlar vasıtasıyla öğrencilerine verilecektir.
Küçük kardeşlerimizi Beşiktaş atkısıyla, beresiyle, eldiveniyle ısıtalım…

Maddi destekte bulunmak isteyenler için iletişim adresleri:
Yusuf Koç; yusufkoc3@gmail.com
Recep Özerin; rasheedrec@gmail.com
Ergin Aslan; aslanergin@hotmail.com
Gökhan Gürses; gokhangurses@yandex.com
Atkı, bere ve eldivenlerinizi kargo yoluyla göndermek için iletişim adresleri:
Recep Özerin; Davutpaşa Cad. No: 34 34020 Topkapı/İSTANBUL

11 Ocak 2013 Cuma

Canım Teyzem


Beşiktaş, sen bizim her şeyimizsin!

Yer: Turan Güneş Bulvarı / Ankara
Fotoğraf için Onur Karadayı'ya teşekkürler.

10 Ocak 2013 Perşembe

Beşiktaş Bize Beyaz Desene IV


Geçen sene ki seri kadar karlar altında yakalama fırsatım olmadı bu sene. En azından sponsorsuz halini resmedelim dedim. Amacından çıkmış kareler oldu biraz. Olsun, seneye karlar altında ne göreceğimiz meçhul.

Geçen senenin fotoğrafları için;