26 Mayıs 2011 Perşembe

Kısa Kısa Hoşgeldik



* Ve askerlik biter, İbrahim Akın'dan önce yuvaya dönen ilk transfer olarak kayıtlara geçtik.
* Posta ve Fanatik gazetesinden artık spor haberi okumayacağım için büyük bir kıvanç içindeyim.
* Buralar dutluk felan değildi ama kafamı her çevirdiğim yerden de gökdelen çıkmıyordu.
* İstanbul insana doymuşta kusmuş.
* Twitter ortamına alışmak biraz zamanımı alacak, şu anda ciddi bir uyum sorunu yaşıyorum. Performansımın yüzde 10'u ile twitliyebiliyorum.

* Son izinden dönerken takım iyi performans segiliyordu bu havada gidilmez demiştim. Soğukları görmeden gitmemiz belki de iyi oldu. Ekrem'i Nobre'yi Aurelio'yu Rüştü'yü 3 ay daha canlı izlemediğim için nerden baksan 1 sene fazla yaşarım.

* Bobocan'ı 2 ay Amatem'e yatırsak figer bağımlılığından kurtulabilir. Gideceği kulüplerde sigortasını bile yapmazlar rahat bir emeklilik yaşayamaz. Bak Nobre ve Aurelio'ya biraz örnek al.

* Guti'yi önümüzdeki sezon iyi değerlendirmek için maçtan önce promil testine tabi tutmak lazım. Hatta yeni yabancı oyunculara da efor testinden önce uygulamak iyi olabilir.

* Ekrem Dağ ile 2 yıllık yeni sözleşme. Söz vermiş yanı başımızda yaşlanmaya, yetmemiş kendisinin minimal versiyonu olabilecek 2 tane daha avusturyalı katmışız takıma.

* Egemen Korkmaz yönetimin her sene yaptığı ezber transferlerden biri. Her durumda ve şartta ezeli rakiplerin mevcut ya da eski topçularından 1 tanesini transfer et.

* Bu sezon yapılabilecek en iyi transferimiz Hacı Fernandes. Ernst'in etinden sütünden yeterince faydalandık kullanabilecğimiz postu kaldı gibi. Helali var orası ayrı. Eğer bize 18 yaşında gelseydi 19 yaşında kel kalırdı.

* Necip bütün iyi sıfatları hakeden bir çocuk. Ama çocuk işte. Olurda kıran kırana bir maçta vur-kır-parçala bu maçı kazan diye bağırırsa taraftar Necip o gazla vururda kırarda. Biraz sakin olsa tadından yenmez.

* Tayfur Hoca ile devam kararı Yönetimin şimdiye kadar aldığı en riskli karar. Başarısız olursa ya bir Rasim Kara olarak kaybolur ya da bir Bank Asya hocası olarak arada takip ederiz. Takıma bir disiplin kazandırır ve başarılı olursa büyük hoca olarak yoluna devam eder. Vezir olmakta Rezil olmakta kendisine bağlı.

* Stad yıkılmasın ! Her türlü gideri var 10 sene daha.

* Hoşbulduk . Kaldığımız yerden devam.

24 Mayıs 2011 Salı

Halet-i Ruhiye


"Futbol A Takımımız için oyuncu Egemen Korkmaz’ın transferi konusunda görüşmelere başlanmıştır."

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Nihayet



Gözümüz aydın. Marmara, teskereyi aldı. Hoş geldin Kartal.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Beşiktaş, Şeref Bey ve Bizim Çocuklar


Sene içerisinde hedeften uzaklaştıkça ve kötü futbol ekseninde kendimize sabit bir yer buldukça lig bitsin artık serzenişinde bulunuyordum. Ancak son haftalara girildikçe, hele şu son Şeref Bey gününe gelince insanın boğazına yumru oturuyor. Ali Sami Yen gibi stadın yıkıldığını düşünmek bile beni kahredebiliyor, gerçekleşse neler olur bilemem. Hiçbir şey bizi Şeref Bey'den ayrı koymasın, o günleri göstermesin. Yemyeşil sahada Siyah şortu, Beyaz formayı her daim görmeye devam edelim.

Kafada bunlar dolanırken, maça da az kalmış iken Tayfur Hoca ile devam kararı aldığımız haberi geldi. Beşiktaş için iyi mi kötü mü kestiremiyorum. Tayfur Hoca, göreve geldiğinden beri açıkcası bende hayal kırıklığı yarattı. Şöyle bir sıralarsam:

-İlk önce Schuster'in ardından kendine yönetilen mikrofonlara kayıtsız kalmadı ve konuştu. Konuşmasına itiraz yok; ancak dilin kemiği de yok. Schuster için "söylediklerimi dikkate almıyordu" dedi. Bu Schuster'den ziyade Tayfur'un karakteri hakkında bir ipucu verir bize. Sözünün dikkate alınmadığı yerde neden görevine devam ettin peki hocam?

-Sıkıntı anlarında "endişe" duyulduğu için asıl adamı değil de, devşirme adamı kullanan hocalara pek ısınamadım. Korkusuzca, mevkinin gerçek adamına çekinmeden forma veren hocaları takdir ettim. Yakın zamanda da Schuster yaşatmıştı bize bunu. Hiçbir zaman planlarında devşirme adam yoktu. Oyuncunun A2'den gelmesinin önemi yoktu, mevkide patron kimse ona görev veriyordu. Tayfur Hoca, ne yazık ki bunu gerçekleştirmekten uzak hamleler yaptı. Stoper Aurelio, sol bek Ekrem...

-Oyuncular üzerinde ne kadar etkili olabileceği, ne kadar söz geçirebileceği şu an için muamma. Gs maçında Guti'yi oyundan aldığında yanlış bir hamlede bulunmamıştı Tayfur Hoca. Guti, oldukça verimsizdi, üstelik yeterince sahada kalmıştı ve skor bizim lehimize idi. Fakat Guti buna rağmen sitemle çıktı oyundan. Bunun yansımasını kupa maçında gördük. Guti, yine kötü top oynuyordu. Ancak Tayfur Hoca bu kez almadı Guti'yi oyundan, daha doğrusu alamadı. Çekinmesi gereken sen olmamalısın Hocam.

-Bobo... Geldiği sezondan beri takımın en çok gol atan oyuncusu. Bana göre bir yabancı değil, sanki kendi özkaynağımızdan yetişmiş gibi. Şu dakika itibariyle takımdan ayrılıyor olabilir. Hatta sizler Bobo'nun üstünü çoktan silmiş olabilirsiniz. Fakat Şeref Bey'deki son maçta iki dakika bile olsa, şans vermiyorsanız Bobo'ya o sizin ayıbınızdır, büyük ayıbınız üstelik.

Tüm bunları uzun uzun konuşuruz. Yanlıştır, doğrudur; eksiktir, fazladır. Tonla hoca geldi, geçti. Şimdi sıra Tayfur Hoca'da. İnşallah çok başarılı olur ve ben de büyük keyifle yanılmışım hocam, bunu söylemekten de utanmıyor, keyif alıyorum diyebilirim. Tabiki desteğin en büyüğünü alacak, senelerdir bu kulübe gelen kimlere destek vermedik ki.

Az biraz da maçtan bahsetmek gerekirse, Atınç sanırım gecenin genç klasmanında en parlayanıydı. Pozisyonlarda sırıtmadı, üstelik kendine güveni de etkileyici. Evlat olunca bir başka tabi. Fernandes, bizim tribünün göz bebeği olur kalırsa. Yönetim saçmalıklarına bir yenisini eklemeden bonservisini alır umarım. Gerçi ben bu satırları yazarken Mete Düren saçmalıyor bir yandan. Simao penaltı atarken, endişe etmeyen Beşiktaşlı yoktur, rahatlık bize ters:) Quaresma yine "vay eşek sıpası" dedirtti. Almeida, giderse eğer kıymetini o zaman anlayacağımız bir adam olduğunu hissettiriyor. Cenk, bir şey yapmana gerek yok Kartalım, çok seviliyorsun. Necip, formanın en çok yakıştığı isim.

Maça dair başka bir şey yok. Ki şimdiden özledik.

12 Mayıs 2011 Perşembe

2.5 Saatlik Seneler


Maçtan önce sanmam ki bir Beşiktaşlı rahat olsun. Var mıdır acaba " Rahat alırız bu maçı " diyen. Lige geldiği günden beri kabusumuz oldu adamlar. Bu maçlarda yaptığımız stresi başka hiçbir maçta yapmıyoruz.

Bu sene benim adıma kırılma noktası yine bir İBB maçıydı. Ligin 2. yarısında oynadığımız İBB maçını kaybetmeseydik durum daha farklı olabilirdi. En azından şampiyonluktan bu kadar çabuk kopmazdık diye düşünüyorum.

Dün akşam da nice Beşiktaşlı'yı şaşırtmayan bir haldeydik. Bol stres, bolca tırnak yeme, nefes darlığı, göğüs sıkışması, ulaaaan nidaları.

Ve kupa bizim!

Söylenecek çok şey var. Gidecekler, kalacaklar, gitmesi gerekenler, kalması gerekenler, hoca, gençler, Bobo.

Hepsini konuşuruz ama biraz nefes alalım. Dün gece maç öncesindeki kilom ve yaşım, maçtan sonra epey bir değişti. 3.5 kilo verdim, 5 sene yaşlandım. Biraz istirahat zamanı.

Kayseri'ye giden, gidemeyen, gittiği her yerde Beşiktaş sevgisini baki tutan tüm Kartallar'ın gözü aydın. En azından bizlere bir teselli veren Beşiktaşımız'a da teşekkürler.

8 Mayıs 2011 Pazar

Mağduriyet Edebiyatı


Geçtiğimiz sezon 26 Eylül 2009'da Bursa'da oynanan Bursaspor-Diyarbakırspor maçında Bursasporlu taraftarlar, "PKK dışarı" diye tezahuratta bulundu. Her iki takım taraftarları arasında olaylar çıktı.

Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı : "Maalesef hiç arzu edilmeyen bazı olaylar oldu. Bu sefer olaylar biraz daha farklı bir şekilde, biraz provoke edilerek yapıldı. Bunda Bursaspor'un dahli yoktur." dedi.

Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer'in "Bursaspor ceza almazsa, ligden çekiliriz." söylemine İbrahim Yazıcı yanıt verdi : "Bu maçtaki sloganlar sadece Bursa'da değil, Türkiye'deki tüm statlarda atılıyor. Eğer bu sloganlara göre ceza alınacaksa, o zaman bizim hiçbir maçımızı sahamızda oynamamamız lazım. Bu hemen hemen tüm şehir kulüpleri için geçerli. Eğer sloganlar sadece bu maçta atılsaydı, o zaman sayın başkan haklı olurdu. Şimdi tribünlerden ara sıra atılan bir sloganı Bursaspor Kulübü'ne mal etmek yanlış."

TFF, taraftarlarının çıkarmış olduğu olaylar için Bursaspor'a 100 bin, Diyarbakırspor'a 20 bin Lira para cezası verdi.

6 Mart 2010'da Diyarbakır'da oynanan, Diyarbakırspor-Bursaspor maçı 17. dakikada çıkan olaylar sebebiyle tatil edildi. Bursaspor, stadı polis aracıyla terketmek zorunda kaldı. Yolda araç taşlandı. Daha sonra Diyarbakırspor taraftarları ile polis arasında çatışma yaşandı.

TFF, Bursaspor lehine hükmen 3-0 galibiyet kararı çıkardı. Ayrıca Diyarbakırspor'a 3 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası ve 40 bin Lira para cezası verildi.

Maçın hemen ardından İbrahim Yazıcı : "Hiç kimsenin tahmin etmediği bir maç yaşadık. Bizim dileğimiz bu maçı oynayıp da kazanmaktı. Ben bugüne kadar Türkiye'de kendi bilgim dahilinde böylesine bir maç yaşamadım." dedi.

Aynı İbrahim Yazıcı ilerleyen günlerde kendisine sorulan, "TFF'nin Diyarbakırspor maçına ilişkin nasıl bir karar alınmasını bekliyorsunuz"a, "Yönetmelik ve talimatlar o kadar açık ki benim bir şey söylememe gerek yok. Onun için bu konuda bir şey konuşmama gerek yok." dedi.

Ligin ilk yarısında oynanan Gaziantepspor - Bursaspor maçı:

62.dakikasında çıkan olaylar sebebiyle müsabaka tatil edildi. Bursaspor başkanı İbrahim Yazıcı, "Her şeyin kuralları var ve kurallara göre gereken yapılır." dedi.

TFF, Bursaspor lehine hükmen 3-0 galibiyet kararı çıkardı.

5 Aralık 2010'da Şeref Bey'de oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçı öncesi stad etrafında olaylar çıktı. 2 Bursaspor taraftarı bıçaklandı. Maç esnasında Bursaspor taraftarları " Ermeni köpekler, Beşiktaş'ı destekler." diye tezahuratta bulundu.

Maçtan sonra olaylar hakkında yorum yapan Yazıcı: "Sadece üzücü ya da utanç verici şeklinde nitelendirme yapmak, Türk futbolunu ve insan hayatını tehdit eden gelişmeler karşısında çok hafif kalır. Maça taraftarımızla birlikte gitmenin heyecanı ve coşkusunu yaşarken, gerekli önlemlerin titizlikle alınacağını ve hiçbir olaya izin verilmeyeceğini düşünmüştüm." dedi.

TFF, Beşiktaş'a 2 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası ve 30 bin lira para cezası verdi. Bursaspor'a da 2 maç seyircisiz oynama cezası verildi.

Dün akşam oynanması gereken Bursaspor-Beşiktaş maçı, Bursaspor taraftarlarının saha dışında sebep verdikleri olaylar yüzünden iptal edildi. Beşiktaş kafilesi stada, Beşiktaş taraftarı şehre giremedi. TFF, maçın iptaline karar verdi.

Daha çok taze yaşananlar karşısında İbrahim Yazıcı’nın görüşleri:Beşiktaş takımı, güvenlik gerekçesiyle otelden buraya gelemiyor. Bunun sorumlusu Bursaspor olamaz. Niye hükmen mağlup olacağım ki? Bursaspor suçlanamaz. Biz kulüp olarak stadın girişinden, sahanın içinden sorumluyuz. Bir takım, emniyet gerekçesiyle eğer otelden gelemiyorsa bunun sorumlusu Bursaspor Kulübü hiçbir zaman olamaz. Futbol Federasyonu'nun karşılaşmayı iptal etme kararı da yanlış. Maçın tehir edilmesi gerekir. Beşiktaş seyircisinin gelmeyerek, maçın yeniden oynanması gerekir. Bazı olaylar bekleniyordu, keşke de olmasaydı. Ancak bunun sorumlusu kesinlikle Bursaspor olamaz. Keşke buralara gelmeseydi olaylar. Beşiktaş taraftarı olayları orada tırmandırmasaydı, en iyi şekilde ağırlanırlardı. Olayın başlangıç noktasının İstanbul olduğunu herkes biliyor.

İstanbul'daki maçta bıçaklanma olayı var. Bugün burada bir tepki var. Emniyet ile Bursaspor taraftarı arasında yaşanan bir olay. Buradaki maç bir iki saat sonra rahatlıkla oynanabilirdi. Sadece talimatnamelere bakarak karar veriliyorsa, o zaman hiç iyi şeyler olmaz. Beşiktaş seyircisinin gelmesine çok büyük tepki oldu. Bu toplumsal bir olay. Beşiktaş'ın mağduriyeti var mı? Sadece oynamadı. Onu sonra oynar. Seyircisi mağdur oldu mu? Hayır!”

Biz buna kısaca akıl tutulması diyoruz.