28 Nisan 2011 Perşembe

"Hakiki" Şeref Tablosu


Beşiktaş Hentbol Takımı, bugün son 6 senedeki 4. Türkiye Kupası'nı kazandı. Aynı takım, son 6 senede 4 defa şampiyon olarak bitirdi sezonu. Beşiktaş'a şöyle bir bakıldığında kulübün açık ara en başarılı takımı. Aynı zamanda en parasız takımı. Maaşlarını aylarca alamayan oyuncuların, Beşiktaş'ı sürekli zafere taşıdıkları şube. Çifte kupalı sezon ardından kendilerine ödül olarak "kol saati" verilen şube.

Hocasından, masörüne, oyuncusundan, menajerine... Beşiktaş'ı bu denli sevdiğiniz, sahiplendiğiniz için teşekkürler.

Altuğ Taşdemir
Berk Karahan
Bülent Erkol
Ercan Aşıkoğlu
Gökhan Aksu
İbrahim Demir
İlker Şentürk
Mesut Temizişler
Müfit Arın
Nesik Çakar
Oğuzhan Büyük
Oleksandr Kosyak
Ozan Arifoğlu
Ramazan Döne
Sertan Aytaç
Tolga Özbahar
Utku Ergüder
Ümit Kırkayak
Valeri Parshkov
Victor Ladyko
Vladimir Zelic
Yılmaz Özgür
Yusuf Ali Kurt

Not: Sadece kupa finallerinde ortaya çıkan utanmaz adamın yüzünü görmesek de olur.

25 Nisan 2011 Pazartesi

Ah Be Çocuk...


Balıkesirspor'da kiralık oynayan özkaynak evlatlarımızdan Emre İncemollaoğlu, geçirdiği trafik kazasının sonucunda aramızdan ayrıldı. Her ölüm erken ölümdür de, böylesi çok fena.


Hepimizin başı sağolsun. Ailesine sonsuz sabırlar.

24 Nisan 2011 Pazar

Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımız Avrupa Şampiyonu


Engelsiz Basketbol Takımımız, Andre Vergajwen Kupası'nın finalinde Köln 99ers'i 71-62 mağlup ederek, Avrupa Şampiyonu oldu.

Tüm sene boyunca kemik bir topluluğun desteği ile maçlarını oynayan Demir Pençeler, engelleri tek tek aşarak bize harika bir mutluluk yaşattılar.

Bize bu gururu yaşatan oyuncularımıza sonsuz teşekkürler.

16 Nisan 2011 Cumartesi

Affet Baba


Bugün, senin aramızdan ayrılışının 22. senesi Baba.


Sen, gittiğinden beri çok şey değişti. Biz, seni hatırlamaz olduk. Bir tek yıl dönümlerinde dilimize dolanıyor ismin. Bir de başımız sıkışınca seni ve Şeref Bey'i katıyoruz hemen olaya. Nankör bir dönemin başrol oyuncuları olduk baba. Beşiktaş'ı Beşiktaş kılan, başrolünde senin olduğun hikayelerin benzeri bir kenara, ucundan andıran şeyler bile yaşamıyoruz.


Bir başkanımız var, seni pek hatırlamıyor. Senin şekillendirdiğin yoldan gitmeyi tercih etmedi. Saygı, ahlak pek önemsediği kavramlar değil. Yalan söylemekten çekinmiyor, kulübü kendine borçlandırmak ilk vazifesi, şunca senedir sorumluluk aldığına da pek sahit olmadık. Sürekli dünya kulübü olmaktan söz ediyor. Halbuki Beşiktaş gözünün nuru olsa yeter değil mi Baba?


Tanımıyor musun başkanı Baba? Normal... Hiç ziyarete gelmiyor seni değil mi Baba? Anmalarda hep bir bahanesi var, hep çok yoğun. Sene içinde de gelmiyor aklına. O'nun adına özür dileriz Baba.


Bir de bir lafımız var Baba. Mafya babalarının değil, Baba Hakkıların Beşiktaş'ı diye. Dur, dur nereden çıktı mafya babaları, ne alaka deme. Ben, sana anlatmaya utanırım. Sen, sormamış ol.


Bizi affet Baba. Emanete sahip çıkamadık, hakkını veremedik, affet Baba. Senin, Seba'yı alnından öptüğün gibi O'na bu mutluluğu yaşatamadık. İkinci bir adam çıkaramadık, affet.


Işıklar içinde uyu Beşiktaş'ın Babası

9 Nisan 2011 Cumartesi

Beşiktaşım Benim...#9 ( 25 Nisan 2004 Beşiktaş - Fenerbahçe )
















Çok uzun zaman olmuş bu seriye yazmayalı. 1 seneyi geçmiş. Geçenlerde Ömer ile sohbet ederken, laf lafı açtı ve 100. yıldaki Gs maçının fotoğraflarına geldi konu. O maç ne kadar harika ise ve fotoğrafları ne kadar güzelse, 2003-2004 sezonundaki F.Bahçe maçı tam tersi:)


Fotoğrafları her hangi bir sıraya göre koymadım. Rasgele yerleştirdim.


Üniversite yılları. Yine tek günlük maça geldiğimiz zamanlardan biri. Gece yola çıktık, sabahına İstanbul'daydık. Sabahın köründe semtte boş boş dolanan tiplerin büyük bir kısmı şehir dışından gelen öğrencilerdir her zaman. Ben de sık yaşadım bu anı. Yeni Açık 'a girdiğim zamanlardı ve o zamanlar Yeni Açık'a girmek için erkenden kuyruğa girmek lazımdı. Saatlerce kuyrukta bekleyip, içeri girdikten sonra yorgunluğun unutulmaya başladığı dakikalar başlıyordu. O kadar gürültünün, hengamenin içinde kendimizi dingin hissettiğimiz anlar.


Her şey güzeldi, çirkin Kapalı hariç. Efsane Beşiktaş Kapalısı localar uğruna yok edilmişti. 1 sene sonra bir nebze değişecekti. Şeref Bey'de gördüğüm en kötü manzaralardan biridir localı Kapalı.


Samsunspor maçı ile başlayan travma günleri devam ediyordu. Tamam ya da devam maçıydı. Tribünler coşkuluydu, her yerde bir pankart. F.Bahçe tribünleri o zamanlar (hangi maç anımsamıyorum) "Adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan" pankartını açmışlardı. Ona istinaden maç öncesinde " Bir pankart da Verheugen'e aç, Avrupa Şampiyonu ol Fener!" pankartı açılmıştı Yeni Açık'ta.


Nostalji forma ile çıkmıştık sahaya. Bizim adımıza güzel sahneler bunlardan ibaretti. Sonrası zulüm. Maç boyunca top falan oynamadık, uyuz Serhat iki tane yazdı, yetmedi Tuncay attı. 60 dakikada bitmişti her şey. Sonrasında İlie'nin golü ile sadece skor değişti.


Canımı yakan maçlardan biri olmuştur. Mücadele bile etmemiştik, öyle anımsıyorum. Dönüş yolu da maç kadar zordu. Onca yorgunluğun üstüne, tribünde kahrolmuştuk. Yetmemiş, otobüsün fotosentez yapan muavini ile girmiştik birbirimize.


Not: Fotoğrafları her seferinde dikkat edip, düzgün koymama rağmen taramada hafif yamuk çıktı. Aynı fotoğrafı 3 defa tarayıp, sonuç değişmeyince böyle eklemek zorunda kaldım.

7 Nisan 2011 Perşembe

Beleştepe'nin Yüreği


Kupayı alsak da, almasak da geriye dönüp baktığımda kupa serüveninin en güzel tribünü olarak hatırlayacağım bu maçı. Santra ile başlayan, maç sonunda "Beşiktaşım elele" diye sonlanan.


Beleştepe, varolduğundan beri tonla anı barındırır bünyesinde. En güzellerinden bir tanesini de dün akşam cebine koydu. Kapalı'nın akustiği var, tribün önünde mikrofon var, yayıncı kuruluş çArşı'ya kıyak geçiyor bahanelerine de güzel yanıt oldu: Beleştepe'nin yüreği var. Ve sokağın tavanı kadar olan sevgimiz ile Beleştepe akustiği aynı.


Sahada oyun olarak varlık gösteremediğimiz dakikalarda, Simao'nun kişisel becerisi ile gol bulduktan sonra daha rahat bir maç oldu bizler için. Rüştü ve Quaresma'nın da üstün performansı bizim geriye düşmememizi sağladı. Maçın ilk yarısından sonra hepimiz 1-0'a razı olurduk. Skor anlamında şaşkınlık yaşamaktan dolu mutluyum.


Gaziantepspor, iyi bir takım hakkını verelim. Dün akşam, skor bizim adımıza çok tatsız olabilirdi. Murat Ceylan, Olcan, Cenk oldukça kaliteli yerliler. Antep'in kafasında futbol varken iyi de, sistemleri kasap havasına geçiş yaptığı zaman çekilmez oluyorlar. Bunun adı sert oyun falan değil. Bunun adı kazanma hırsı değil. Bu, terbiyesizliktir. Sakatlamaya yönelik kasti hamlelerin yapılmasının başka bir izahı yoktur. Maçta çıkan tek kırmızı kartın da, alkış saçmalığı sonrası gösterilmesi ülke hakemlerinin durumu hakkında güzel bir örnek. Gerçi memleketin hiçbir kurumu işini layıkıyla yapmazken, hakemlerin yapacağını ummak hayalcilik olur.


Benim için gecenin özeti: Beleştepe'deki Kartal yürekliler....

5 Nisan 2011 Salı

İyi ki Doğdun Gerçek Efsane

Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz. Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz. Ama herkesi her zaman aldatamazsınız. Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım.
Nice senelere yaşayan gerçek efsane. Nice Siyah'ın içinde senin gibi Beyaz'ı yaşadık ya, o yeter bize.