Sen, gittiğinden beri çok şey değişti. Biz, seni hatırlamaz olduk. Bir tek yıl dönümlerinde dilimize dolanıyor ismin. Bir de başımız sıkışınca seni ve Şeref Bey'i katıyoruz hemen olaya. Nankör bir dönemin başrol oyuncuları olduk baba. Beşiktaş'ı Beşiktaş kılan, başrolünde senin olduğun hikayelerin benzeri bir kenara, ucundan andıran şeyler bile yaşamıyoruz.
Bir başkanımız var, seni pek hatırlamıyor. Senin şekillendirdiğin yoldan gitmeyi tercih etmedi. Saygı, ahlak pek önemsediği kavramlar değil. Yalan söylemekten çekinmiyor, kulübü kendine borçlandırmak ilk vazifesi, şunca senedir sorumluluk aldığına da pek sahit olmadık. Sürekli dünya kulübü olmaktan söz ediyor. Halbuki Beşiktaş gözünün nuru olsa yeter değil mi Baba?
Tanımıyor musun başkanı Baba? Normal... Hiç ziyarete gelmiyor seni değil mi Baba? Anmalarda hep bir bahanesi var, hep çok yoğun. Sene içinde de gelmiyor aklına. O'nun adına özür dileriz Baba.
Bir de bir lafımız var Baba. Mafya babalarının değil, Baba Hakkıların Beşiktaş'ı diye. Dur, dur nereden çıktı mafya babaları, ne alaka deme. Ben, sana anlatmaya utanırım. Sen, sormamış ol.
Bizi affet Baba. Emanete sahip çıkamadık, hakkını veremedik, affet Baba. Senin, Seba'yı alnından öptüğün gibi O'na bu mutluluğu yaşatamadık. İkinci bir adam çıkaramadık, affet.
Işıklar içinde uyu Beşiktaş'ın Babası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder