22 Aralık 2011 Perşembe

Beşiktaş'ın Çakma Evlatları

3 Temmuz'dan bu yana süreç ilerlerken, Beşiktaş cephesi için önce tahliye haberleri geldi, ardından da ek klasörlerle Tayfur Havutçu'nun söyledikleri gündem oldu.

Öncelikle bu ek klasörlerden ayrı ne düşündüğümüzü söyleyelim. Söyleyelim ki yargısız infaz yapıyormuş gibi görünmeyelim. Asbaşkanımız ve hocamız içeri alındığında nasıl böyle bir şey olur şaşkınlığını attıktan sonra, acaba böyle bir şey yaptılar mı gerçekten sorusuyla baş başa kaldık. Çünkü izlediğimiz maç her zaman ki korku dolu İbb maçlarından biriydi. Rakibimiz, 1-0 mağlubiyeti 1-2 olarak kendi lehine çevirmiş, maçın sonlarına doğru biz anca beraberlik golünü bulmuş, uzatmalar sonrasında penaltılar ile kupaya uzanmıştık. Eğer bu maçta şike yaptıysak, bizimkiler en beceriksiz şike operasyonunda yer aldıkları için tarihe geçmeliydiler.

Sonrasında iddiaları yayınladı basın, ardından da gerçek iddianameyi gördük. Bu noktadan sonra benim için, şike yaptılar-yapmadılar ikileminden çıktı olay. Ben, hayatım boyunca söz konusu Beşiktaş ise çok özenli oldum. Kısaca Beşiktaş özetim budur benim. Aynı şekilde Beşiktaş başkanının, yöneticisinin, hocasının, oyuncusunun ve hatta taraftarının değer ya da değersizliğini bununla ölçtüm. Özel hayatlarında ne yaptıkları, kimlerle görüştükleri ilgilendirmez beni. En fazla yanlarında gördüğüm kişi ya da kişiler için olumlu, olumsuz yorum yaparım. Ama yargılayamam bununla. Fakat, söz konusu Beşiktaş ise, Beşiktaş menfaatleri ilk sırada ise orada her türlü eleştiri hakkına sahibim. Ve Adalı ile Havutçu, söz konusu Beşiktaş iken özensiz davranmışlardır. O özensizlikleri Beşiktaş'ın isminin bu davada yer almasına sebep vermiştir. Durum, oyuna geldiler, hata ettiler gibi üstü örtülecek, sineye çekilecek boyutlarda değildir.

Serdal Adalı, yaşını, başını almış, yaptığı iş ile de türlü tecrübelere sahip bir iş adamı. Tayfur Havutçu, genç yaşlardan itibaren bulunduğu Türk futbol arenasını yakından tanıyan biri. Bu isimlerin oyuna geldiğini söylemek, kafayı kuma gömmek ile eş değer.

Konuştukları, samimiyet kurdukları insanlara dikkat etmedikleri için, Beşiktaş ismini bu denli hafife aldıkları için kısacası yukarıda da söylediğim gibi özensiz oldukları için Beşiktaş ile profesyonel anlamda bir ilişkileri olsun istemiyorum. Hayatlarının geri kalanına Beşiktaş taraftarı olarak devam etsinler. İşte ben böyle düşünürken, Tayfur Havutçu, alelacele bir şekilde göreve daha yetkili bir sıfatla getirilmişken, ek klasörler yayınlandı.

Havutçu ve Turanlı'nın arasında geçen dialogların tamamını utanarak ve sinirlenerek okudum. Benim için en can alıcı noktalar:

Yusuf Turanlı, Holosko hakkındaki görüşlerini söylüyor. Yetkisiz bir menajer, Beşiktaş'ın hocasına "bunu kampa almadan postala gitsin" diyebiliyor. Yusuf Turanlı kim ki, Beşiktaş'ın sözleşmeli bir oyuncusunun geleceği hakkında bu kadar rahat yorum yapabiliyor? Çok samimi futbol izleyicisi yorumu mu? Yoksa kendi oyuncularından birinin, boşalacağını arzu ettiği yere doldurma hevesi mi? Peki Beşiktaş'ın hocasının bu tavizi?
İkili arasındaki en rezil dialog sanırım bu. Ersan ve Guti'nin birbirleri ile ilişkileri olduğunu ima ediyorlar. İddia ettikleri şeyi görmüş değiller, kurdukları cümleler mış, miş. Her şeyden önce böyle bir şey varsa bile, bu durum Guti ve Ersan'ı ilgilendirir. Görmedikleri, bilmedikleri şey üzerinden yorum yapmak ise ahlaksızlığa girer. Konuşmalar ilerledikçe Turanlı'nın sık sık Ersan'ı kötüleyip, kendi oyuncusu Kemal'i övdüğü görülüyor. Bu da bahsi geçen olayın gerçekten yaşanmış olmasından ziyade, Turanlı'nın "çamur at, izi kalsın mantığı" ile hareket ettiğini gösteriyor.


Samsunspor stoperi Kemal Tokak'ın pazarlama çalışmaları. Bu dialogtan daha tonlarca var.


Yusuf Turanlı, kendi oyuncusu Kemal Tokak'ı Beşiktaş'a satabilmek için Beşiktaş'ın aynı mevkideki mevcut oyuncusu Ersan Adem Gülüm'ü karalıyor. Sürekli gezdiğini ima ederek, sözüm ona Beşiktaş'ın çıkarlarını koruyor. Peşine Kemal'in Ersan'dan daha iyi olduğunu iddia ederek, derdinin Beşiktaş değil de oyuncusunu pazarlamak olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Rakam bile telafuz ediyor. Havutçu'nun oyuncusunu savunmaması Holosko örneği ile eş.

Havutçu, Turanlı'nın oyuncuları için söylediklerine niye ses etmez diye düşünürken, yanıt geliyor işte. Havutçu'nun kendi oyuncularına saygısı zaten yok.

Turanlı'nın Kemal'i pazarlama çalışmaları hızla devam ediyor.

Kemal'in yanına bir de Sakıp ekleniyor. Havutçu "şey yapacağım" diyerek söz veriyor. Bir teknik direktör, yetkisiz bir menajerle nasıl bu denli ilişki içerisinde olur anlamak mümkün değil.

Kemal'i yoğun pazarlama çalışmalarına devam. Yok Antep istiyor yok çocuk Beşiktaş diyor. Tayfur Havutçu da hep "şey yapayım" modunda. İstemiyorsa istemiyorum, istiyorsa tamam kesin ilgileniyorum diyemiyor.


Kemal'den arta kalan zamanlarda Sakıp öne sürülüyor. Adalı'yı yönlendirmesi için rica bulunuyor Turanlı. Bizimki de öyle dinleyip, tamam halinde sürekli.

Turanlı, Kemal diye diye dövünürken Ersan'ın son durumu konuşuluyor. Havutçu, Ersan'ın transferinin gerçekleşmeme ihtimalinden söz ediyor. Bugüne kadar yaptıkları konuşmalarda bundan üzüntü duyan bir hali de yok. Turanlı da tekrar Kemal'in Ersan'dan iyi olduğu iddiasını yineliyor.
Kemal için sms vakti:)

Yine Ersan transferi ile görüşmeler. Burada asıl dikkati çekmek istediğim şey, Beşiktaş'ın hocasının yetkisiz bir menajere an be an konuyla ilgili her şeyi paylaşması, ayrıntısına kadar. Turanlı, Adanaspor başkanı ile de iletişimde olduğunu söylüyor, konuyla alakası olmasa da. Bu transferin gecikme sebeplerinden biri Turanlı da olabilir.

Khedira'dan iyi olduğu iddia edilen Aykut Aygün çıkıyor bir de.

Aykut Aygün'den konu tekrar Sakıp'a geliyor. Bunlar da ne var denilebilir. Lakin bir hoca ile menajerin bu denli transfer ilişkisi içinde olması normal ve sağlıklı değil.

Yusuf Turanlı, Hasan Ali Kaldırım'ı kötülerken, kendi oyuncusu üzerinden benzetme yapmakta bir sakınca görmüyor Havutçu.
Aman hocam kaçırma Samsunspor maçını.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü, ne zaman turizm acentası oldu?

Hocam, vize?

Turgay Demir ile Nihat arasında yaşanan kavganın dedikodusunu yapıyorlar. Turanlı, bu zaman kadar yaptıkları görüşmelerin rahatlığı ile Erhan Güven'i eleştiriyor. Tayfur Havutçu, kendi oyuncusuna gerizekalı diyerek, destek oluyor Turanlı'ya. Nihat'a yalakalıkla suçlanan Erhan, bir de hocasından salak övgüsünü alıyor!

Şu dialog, artık terbiyesizliğin zirve yaptığı yer. Sen böyle konuşursan, senin karşına "sen, şike yapıyorsun" diye çıkarlar. Beşiktaş'ın hocasının "şaka" yoluyla bile olsa böyle bir dialoga girme lüksü yok. Turanlı'nın bütün tavrı, hali her şeye müsait bir adam yapısında zaten.

Kemal için Adalı, kendisi girişimde bulununca Turanlı panikliyor. Çünkü olur da Adalı hallederse işi, Turanlı'nın cebine para girmeyecek.

Dialoglar, bununla sınırlı değil. Benim için mühim başlıklar bunlar. Tayfur Havutçu'nun ne kadar özensiz, ne kadar vasıfsız, ne kadar küçük işlerin adamı olduğunun kanıtı. Kendi oyuncusuna hakaret eden, arkasından konuşan, oyuncuları hakkında başkalarının konuşmasına göz yuman, kişisel ilişki ve çıkarları ön planda olan bir adam. Çok merak ediyorum, Ersan ve İsmail'in yüzüne nasıl bakacak? Bu 2 genç oyuncumuz, biz bu şartlar altında Tayfur Havutçu ile çalışmak istemiyoruz derlerse ne olacak?

Carvalhal, Guti'yi kadro dışı bırakınca yer yerinden oynamıştı. Üstelik Carvalhal bunu öyle açık şekilde yapmıştı ki. Geçerli sebepleri vardı ve o sebepler karşılığında Guti'yi kadro dışı bırakıyordu. Peki Havutçu? Hakaret ediyor, oynamadığını ileri sürüyor ama oynatmamaya da korkuyor. Galatasaray maçında oyundan alındığı için sinirlenen Guti, Havutçu'nun elini sıkmadan direk soyunma odasına gitmişti. Havutçu, bir sonraki maçta Guti'yi oyundan almaya çekinmişti. Oyuncusunun isminden çekinen, bu isim altında ezilen adam, telefon görüşmelerinde oyuncusunun dedikodusunu yapıyor.

Takımının genç iki ismi hakkında yakışıksız sözler sarfediyor. Bu hocadan özkaynak çocukları hayali kuracağız bir de. Kendisinin bile inanmadığı çocuklar.

Bize menajerlerle 7/24 mesai yapan hoca değil, oyuncularını evladı gibi gören, onları her şeyleri ile sahiplenen insanlar lazım. Yanlışlarında onları doğruya sürükleyecek bir isim. Telefon görüşmelerinde dedikodusunu yapacak değil.

Velhasıl, Tayfur Havutçu şu kayıtlar sonrası kendisine bu mevkinin 10 kat büyük geldiğini kanıtlamıştır. Ne yazık ki bunun cezasını kesecek ne bir yönetim, ne de muhalefet var.

Ve hala dillerde Beşiktaş'ın çocuğu... Beşiktaş'ın rol kesen, gerçek olmayan evlatları.

34 yorum:

KCKF dedi ki...

Bazı şeyleri görmemi sağladı. Yazı için teşekkürler. Hepimiz bu kadar derin inceleme fırsatı bulamayabiliyoruz.

Kartal Bafiler dedi ki...

Acı içerisinde okudum.

Unknown dedi ki...

Karabük maçında tribünleri selamlayan Tayfur Havutcu'yu görünce insanlarda hic guru olmadığını gordum.

Tribün de 2'li oynuyor. Ömer guvnec defol derken Tayfur nasıl Besiktas'ın cocugu oluyor?

Bir hata yaptım, Bana ve yakismadı de. Mahkeme bitene kadar hicbir gorev almayacagım de bari.. Yine affetmem ama en azında onurlu bir davranıs yapılmıs olur..

yazıklar olsun..

Unknown dedi ki...

Ben de okumayayım diyodum ama az önce okuyunca şok oldum. İşin kötü yanı dün hem stadta hem de Kazan'da Tayfur'a ve Serdar Adalı'ya destek vardı, baya bi bağardılar.
Bu olanlardan sonra bence de bir basın açıklaması yapıp "Bana yakışmayan şeyler konuştum, bu mevkiilere layık değilim ve olamadım." deyip hızla uzaklaşsaydı camiadan keşke.

serkan dedi ki...

400 küsur sayfalık ek klasörü ya da umarım bu güzel derlemeyi bir an önce olabildiğince çok beşiktaşlı oku da ak koyun kara koyun tanımını bir kez daha yaparlar kafalarında..yazık gerçekten yazık..
beşiktaşın ne denli çapsız adamların elinde oyuncak olduğunun resmidir bunlar..

izninizle bir çok mecrada paylaşıyorum bu yazıyı

tezek dedi ki...

öncelikle merhaba. bu sene herhalde içeride 11-12 tane maç yaptık şuana kadar ve hepsinde tayfur havutçu diye bağırıldı. öyle ki seyyar atkı satan adamlarda son 2-3 maçtır tayfur havutçu atkılarını da görebilirsiniz. kapalının üzerindeki adalı-ateş-havutçu resimlerine girmiyorum bile. burdan şuraya geçmek istiyorum ben bu 11-12 maçın hiç birinde tayfur veya serdal diye bağırmadım. bağırmamda. o kapalının çatısındaki resimleri oraya asan zihniyete de resimleri her gördüğümde içimden küfür ettim. iddaaname açıklandıktan sonra ben de kendimce beşiktaş kısımlarını okumaya çalıştım. sonrasında da bu ek iddaanameler vs. ama burdan sonra açıkçası bazı şeylerde yazıdakilerden farklı düşünüyorum.

öncelikle Beşiktaş'ın çocuğu olmak için şikeden bembeyaz da çıksan bu yetmez. bana göre ne adalı ne tayfur beşiktaş'ın çocuğudur. Beşiktaş'ın çocuğu olmak öyle kolay iş değildir.

Yazının başında bahsedildiği gibi biz ister istemez konu Beşiktaş olunca daha duyarlı oluyoruz. normal iki adamın yaptığı konuşma işin içine Beşiktaş girdiği zaman bizim için çok başka oluyor. bu yetkisiz menejer dediğmiz adamın yanlış okumadıysam bizim takımdan ibrahim toraman, onur bayramoğlu, cumali bişi'ninde menejeriymiş. bunun böyle olması bu adamı tabi ki doğru bir adam kılmaz. fakat ne yazık ki hepimiz biliyoruz ki yetkisizi de yetkilisi de aynı. hatta yetkilisinin de nası yetkili olduğu şike davasıyla ortaya çıktı. bu menejerler brezilyalı da olsa juan figer oluyo türk de olsa ahmet bulut oluyor. hea bunun böyle olması tayfur'un bu adamla yakın olmasını mı gerektirir. tabi ki hayır. ama yıllardır futbolun içinde olup bu adamlarla alakasız olmak bana göre gerçekten zor ve bu adamlardan uzak durmuş kim vardır onu da bilmek çok zor. buna göre yine bana göre konuşmalara baktığım da tayfur'un hep bu menejeri geçiştirdiğini gördüm. hep eyvallah sağol. bakıcaz halledicez. ne bileyim arkadaşlarımla olan konuşmalarım yazılsa bırakın salak'ı ibne'yi neler çıkar. hea tabi ben beşiktaş'ın T.D. değilim o ayrı ama yine de bu da bu ortamda yıllarını geçirmiş ve bizden biri olan bu adam. Ersan belki ama ismail'e karşı ben bi ayıbı olduğunu düşünmüyorum. orda hasan ali kaldırım'ı ismaile benzetiyo bana göre fizik olarak oyun olarak benziyorlar. 2B'de yok dediğine katılmayacağını anlamak için zaten çaba sarfetmeye gerek yok.

Son olarak da serdar adalı mevzusu. İçeri alındıkların da Serdar Adalı'nın naptığını hatırlayalım direk istifa etti. içerden çıktı ortalıkta bir sürü fısıltı olduğu halde hiç birine prim vermeden susmayı tercih etti. Hem de çok sevgili başkanımızın çıkıp televizyonda kendi yöneticilerine geçirdikten sonra.

düşünün ki her tarafı çakallarla sarılmış bir futbol ortamı ve siz de takımınıza transfer yapmak isteyen bir yöneticisiniz. yani bu adamlarla konuşmak zorundasınız siz. yöneticilerle konuş desek onlarda birbirine karı pazarlayan 3 kuruşluk adamlar. yani bu adamın bu YT'yle juan figerle konuşması lazım. çok sevdiğimiz bobo'da juan figerin oyuncusu.
bir de serdar adalı yönetim de olmasın, peki kim olsun? para babalarının beşiktaş'a hiçbir zaman bir katkısının olmadığı aşikar. kendi stadında kendi tribününde kendi taraftarını dövdüren başkanın karşısına kaç kişi çıktı ya seçimde? bana göre bu camiaya bakılacak olursa s.adalı'nın bu olayın öncesindeki muhabirleri sallamayışı, o kadar transferden sonra millet kudururken sukunetini bozmayışı çok önemlidir. şimdi gelsin yönetimde olsun bunu çok çok istermiyim bu olaylardan sonra bilmiyorum ama bana göre bir kalemde harcanıcak bir adam da değil. en azından bunu şu son davranışıyla bile haketmiyor.

yuki the zorba dedi ki...

cok guzel, cok...

Ömer dedi ki...

Bu konuşmalardan ne kadar haberdar taraftar bilemiyorum ancak bana sanki dün destek azalmış gibi geldi. Kendisi hapishaneden çıktıktan sonra ilk kez İnönü'ye geldi dün. Normal şartlarda 3-4 dakika inlerdi ortalık (son 2-3 ayı baz alırsak) ama dün sadece 10-15 saniye bağırıldı ve tüm Kapalı katılmadı buna.

Sanki tepki verilmese de, bilenler desteğini çekmiş/azaltmış gibiydi.

Adsız dedi ki...

Okurken nefesim kesildi. Bu adamların derhal klupten uzaklaştırılması ya da ihrac edilmesi lazım ama tüm bu yaşananları görmezden gelen bir yönetim var. Yazık.. Çok yazık hem de..

Yavuz dedi ki...

Büyük ayıp burada yaptığınız. Bu konuşmalarda suç teşkil eden birşey yok. İki kişi arasında geçen konuşmaların kamuya ifşa edilmesi hukuki ve ahlaki bir kepazeliktir. Malesef doğru şeyleri söylüyorsunuz ama başlangıç noktanız sakat olduğu için söyledikleriniz anlamsızlaşıyor. Bir an için kendi konuşmalarınız bu şekilde ifşa edildiğini hayal edin. Unutmayın ki doğrular evrenseldir. "Adalet zengin bir hazinedir, gün gelir hepimize lazım olur."

Şairler Parkı dedi ki...

@Yavuz
Büyük ayıp mı? Bir soruşturma var ve o soruşturmanın bir yerinde Beşiktaş ve Beşiktaş'a bağlı şahıslar var. Ve bu soruşturmanın Beşiktaş ayağı ile ilgili konuşuyoruz.

Söylediğiniz şeyin geçerli olması için bizlerin Can Arat'ın kız arkadaşı ile yaptığı konuşmayı ya da Bülent Uygun'un seks hayatı ile ilgili olan konuşmayı tartışıyor olmamız lazımdı. O zaman söyledikleriniz anlamlı olurdu.

Mevcut soruşturma içerisinde iki kişinin Beşiktaş harici konuşmalarını konuşmuyor ya da eleştirmiyoruz. Kaldı ki yazının başında şahısların özel hayatının beni ilgilendirmeyeceğini, lakin Beşiktaş ile alakalı konularda ilgilendireceğini dillendirmişim.

Verilen örneklerin tamamı da Beşiktaş'la ilgili.

Unutmadan ekleyeyim: Bu konuşmalar suç unsurudur demedik. Ahlaksızlıktan söz ettik.

Ege

Yavuz dedi ki...

Verilen örneklerin ne ya da kim ile alakalı olduğu konu dışıdır. İki kişi arasındaki özel konuşmaların dinlenmesi ve paylaşılması yanlıştır. Bundan ötesi (doğru Türkçe kelimeyi bulamadığım için özür diliyorum) "immaterial"dır. Bu konuşmaların ahlaklı veya ahlaksız olmasının bir anlamı yok. Bu asgari de anlaşamıyorsak, tabi ki siz haklısın ben de haksız (ya da tam tersi). Naçizane konumum yine aynıdır "doğru şeyleri söylüyorsunuz ama başlangıç noktanız sakat olduğu için söyledikleriniz anlamsızlaşıyor."

Adsız dedi ki...

Bu biraz "kanıt yasa dışı yollardan temin edildiği için geçersizdir" gibi oldu fakat burada hiç birimiz yargı ya da yasama mensubu değiliz. Kanıtın nasıl elde edildiği bizi bağlamaz.. Muhatapları Beşiktaş'a yakışmayan diyaloglar içine girmişse bunun diyetini ödemeliler.

Yavuz dedi ki...

@evernetu

Özür dilerim dostum ama "hiç birimiz yargı ya da yasama mensubu değiliz" dedikten sonra gereklilik kipi ile "diyetini ödemeliler" demek çelişkili değil mi? Sonra nasıl olur da "kanıtın nasıl elde edildiği bizi bağlamaz" diyebilirsiniz.Benim bütün derdim zaten bu nokta. Sadece kanıtın nasıl elde edildiği değil ayıca bunun da kamuya açık hale getirilmesi yanlıştır. Yanlıştan hareketle doğruya varılmaz. Burada manık hatası var. Benim derdim budur. Yoksa Tayfur ya da bir diğerinin bu konunun aktörü olması benim için temelde anlamlı değildir. Başka bir düzeyde anlamlıdır, çünkü Beşiktaşlıyım. Tam da Beşiktaşlı olmam sebebiyle "doğru şeyler söylüyorsunuz" diyorum. Bu insanların asalak gibi kulübe yapışmasından rahatsızım. Ama doğru amaçlar için yanlış araçlar kullanıyorsunuz.

semioticus (shelbyl) dedi ki...

Oncelikle emegine saglik sairler parki.

Bizim blogda da yazdim. Tayfur'un bu konusmalari ozeldir, baglamini bilmiyoruz vs. gibi sebepler uretilebilir. Benim kanima dokunan, Tayfur denen kariyerist adamin hicbir sey olmamis gibi elini kolunu sallaya sallaya seref tribunune cikmasidir.

Serdal Adali'nin tutumuna bakalim diger yandan: Adam kenara cekildi, "kafami dinleyecegim, ailemle ilgilenecegim" dedi. Biliyor ki daha duman tutuyor, geri gelmedi, en azindan gecici bir sureligine, her sey acikliga kavusana kadar. Bu, nispeten cok olgun bir davranis.

Tayfur bu konusmalarin ortaliga dokulecegini bile bile, taraftardan bir ozur dahi dilemeden, bir aciklama yapmadan lutufmus gibi geldi "genel direktorluk" koltuguna oturdu. Insan iki kelam eder yahu?

Bu adam "herkesle iyi gecineyim de mevkii kazanayim" kafasinda bir adam. Benim icin Tuna Beklevic falanla ayni yerde artik.

Tayfur Besiktas'in cocugu ise Besiktas benim degil.

MascuLaN dedi ki...

ayıp be arkadaş hakikaten ayıp. gözlerim doldu okurken. tüylerim ürperdi. fazla söylenecek birşey yok. herkes hakettiğini bir gün bulacaktır mutlaka...

Omerrrr dedi ki...

Eger zerre kadar onurun gururun varsa kucuk hesplarin adami zavalli tayfur, defol git istifa et intihar et napiosan yap..seni grmek istemiyorum artik

düzadam dedi ki...

Tayfur'da gurur olsa oraya çıktığın haftası olmadan çıkmazdı.Tribünlerde gurur olsa;Bağrına basmazdı.
İğreniyorum lan sizden...

infazure dedi ki...

Bi'de hala "Be yani menajer olmayan biriyle konuşamaz mı, yasak mı?" diyen tipler var.

Adsız dedi ki...

ilk oncelikle cok tesekur ederim hepimiz iddanamenin hepsini okuyamiyoruz ozetliyip bize gercekleri sundugunuz icin cok tesekkurler. meger o kadarda masum degilermis

Şairler Parkı dedi ki...

Olumlu, olumsuz seviyeyi bozmadan yorum bırakan herkese tek tek teşekkür ederim.

Şu minik alanda birbirimizle konuşabildiğimizi, paylaşabildiğimizi, belli bir seviyenin altına düşmeden tartışabildiğimizi gösterdik kısa sürede.

Lakin daha geniş alanlarda YD'nin adamı olmakla suçlanıyoruz Kartallar haberiniz olsun:)

Herkese ilgisinden tekrar teşekkür ederim.

Ege

lüzumsuz konular üzerine seminerler dedi ki...

Bu konuşmalardan rahatsız olmayacak Beşiktaşlı tanımıyorum. Bence bir insan o her yerde kolayca savurduğumuz Beşiktaşlı duruşuna sahipse şu tür konuşmalardan rahatsız olmalıdır.
Ek iddianame yayınlandı, bu konuşmalarda suç unsuru olmayabilir ama şu konuşmaların midenizi bulandırmaması mümkün mü?
Ben bir Beşiktaş taraftarı olarak Tayfur Havutçu'nun şike yaptığına inanmamıştım. İlk yayınlanan tapelerde bunu söylemişti, ilgileniyoruz ama kupa maçıyla alakası yok diye.
Bu konuşmalar yine şikeyi ima eden konuşmalar değil, kesin kanıt olduğunu söyleyemem ama Tayfur Havutçu'yu tanımadığımızı ortaya koydu.
Suç unsuru olup olmadığını tespit etmek mahkemenin işi. Ama şu konuşmalar, futbolcuları hakkındaki yorumlar, yetkili olmayan insanlarla samimi ilişkiler Beşiktaş'a yakışan şeyler değil. Sadece Beşiktaş değil, hiçbir futbol takımının teknik direktörüne yakışmaz.
Biraz da bunu Tayfur Havutçu'nun düşünmesi gerek.
Kişisel olarak futbol camiasında şikenin, yönlendirmenin, adam kayırmanın olmadığını hiç düşünmedim. Bunlar oluyordu ama biz taraftar olarak birşeylerin hala saf kaldığına, bazı şeylerin bu tür adiliklerden üstün olduğuna inanabilmek istiyorduk. Temiz olduğuna inandığımız insanlar vardı. Benim hala temiz olduğunu düşündüğüm insanlar var.
Bizi üzen şey, bu inancımızın Tayfur Havutçu konusunda epey bir sarsılmış olması. Seba'nın emaneti olarak düşündüğümüz bir insanın suç işlemiş olmasa da bu tür tavırlar içinde olması bizi yıkan.

Nvmb dedi ki...

Arkadaş hayırdır ya? Bir kere biz çoğumuz, canımız kadar sevdiğimiz arkadaşlarımız için bile yeri geliyor "Ahmet ibnesi", "Mehmet ibnesi" diye konuşmuyor muyuz? Özel hayatımızda bu böyle, ama babamızın amcamızın yanında saygıyı elden bırakmayız. Bi kere adamın özel hayatının içine etmişler.

Bir ikincisi, bazen bazı insanlar ısrarla birşeyler anlatır, makineli tüfek gibi bıdı bıdı konuşur. Onu dinliyormuş gibi yapıp geçiştirmek için dediklerine katılır gibi yaparsınız. Yani burada Tayfur hoca resmen bunu yapmış. Yapmayın etmeyin Allah aşkına. Bu kadar büyütülecek ne var anlamadım...

Hoca'nın YT ile ilişkisi sorgulanabilir evet. Ama yetkisiz menajer olduğundan bihaber olamaz mı. Kahin mi bu adam.

Elinizi vicdanınıza koyup oturun bi düşünün. Sizin son 1 aylık telefon konuşmalarınızı dosya dosya çıkarsalar ve yayınlasalar kim bilir kimlere rezil olursunuz... Özel hayat bu arkadaş. Bir insanı lekelemek bu kadar kolay olmamalı.

Şairler Parkı dedi ki...

@nvmb ne güzel anlatmışsın aslında girişte. arkadaş arasında arkadaşlarımız hakkında böyle konuşabiliriz. ama babamızın-amcamızın yanında saygıyı elden bırakmayız.

ismail-ersan-guti ya da diğer oyuncular tayfur'un arkadaşları değil. medya diliyle söylemek gerekirse tayfur'un öğrencileri. sen babanın ya da amcanın senin hakkında böyle konuşmasını ister misin ? ya da okulda öğretmenlerinin senin hakkında böyle konuştuğunu duysan arkadaş arasında basit bir konuşma deyip geçiştirir misin ? işyerinde patronun ve müdürün senin arkandan böyle konuşsalar ve sen duysan aynı performansla çalışabilir misin ?

sırf biz bu şike olayından temiz çıkacağız, fenerle dalgamızı geçeceğiz, tayfur'u da bağrımıza basacağız bilinciyle bütün bu konuşmaları görmemezlikten mi geleceğiz.

tayfur yetkisiz menajer olduğunu bilemez mi konusuna girmeye bile gerek duymuyorum.

benim telefon konuşmalarımı ortaya çıkarsalar ve böyle bir rezillik yapmış olsam hiçbir şey yokmuş gibi ben davranamam.

son olarak güzel bir abimizin güzel bir sözüyle bitireyim
''iyi insan olunmadan iyi beşiktaşlı olunmaz''.

marmara

infazure dedi ki...

@nvmb, Ege Bey büyük kısmına cevap vermiş zaten ama 1-2 kelam da ben etmeliyim :)

Tayfur H. bulunduğu görev itibariyle kendi oyuncuları hakkında böylesine atıp tutan bir adamla konuşma lüksüne sahip değil.Madem her konuşmada "he he tabi tabi" diyerek geçiştirmek niyeti var o zaman ilişiğini devam ettirmesine gerek yok.He illa ben devam edecem derse böyle hem kendi başına hem de daha önemlisi Beşiktaş'a zarar verir.

Şekerli dedi ki...

Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum, sadece içten içe ağlıyorum.

mithrandirl dedi ki...

Hızlıca okudum yazdıklarınızı. Yanlış hatırlamıyorsam, Tayfur Havutcu'nun bir de İbrahim Akınla ilgili tapeleri vardı. Onları koyarsanız buraya şike ile ilgili olan kısmı daha rahat görebiliriz.
yusuf turanlı'ya "iyi oynarsan gelemezsin de i..neye"
bu tarz şeyler geçen bir tape vardı.

cha dedi ki...

Adalı'ya da laf edilmiş bir kısım yorumlarda. Ben iddianameye şöyle bir göz gezdirdim de herhangi bir şey bulamadım onun hakkında. Varsa öyle bir şey paylaşabilir misiniz?

st dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Şairler Parkı dedi ki...

@mithrandirl
Sondan 2. görselde mevcut.

@cha
Yazının girişinde ısrarla bahsettiğim şey "özensizlik"ti. Benzer şekilde yorum yapan arkadaşların da ana fikrinin bu olduğunu düşünüyorum. Şike yapılıp, yapılmaması değil öncelik.

Ege

ADANADEMİRSPOR dedi ki...

güzel yazı olmuş tebrikler...

evrendeki en mutevazı insan dedi ki...

Türkiye'de yaşıyoruz ve karakterimiz burada şekilleniyor. Tayfur'u da buna göre değerlendirmek lazım. Yine Tayfur ve Yusuf Turanlı arasında çok eskiye dayalı dostluk da olabilir. Ama bu durum hiçbir zaman bu konuşmaların Beşiktaş'a yakıştığı anlamına gelmez. Bizim Beşiktaş'ı sevmemize neden olan sebepler ile uyuşmaz. Uzun lafın kısası iddianameyi okuduktan sonra da Tayfur'dan nefret etmiyorum hatta kızmıyorum da pek ama Beşiktaş teknik dürektörü ya da sorumlusu v.s. olmasını istemiyorum.

Unknown dedi ki...

MARK TWAIN
Herkes aya benzer kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır bütün mesele bundan ibaret vesselam kimse de durum böyledir böyledir deyip kendine pay çıkarmasın hepimiz ikiyüzlüyüz o kadar ne yani siz maç sırasında ulu orta ana avrat ismaillere ekremlere sövüyorsunuz da bu hakkı nerden alıyonuz haydin birader işinize!

BatuNy dedi ki...

Selam,
Daha ilk defa okuma firsatim oldu bir yandan Tayfur a cok sasirdim ama diger yandan da bu diyaloglar Tayfur ve Serdal Adalinin suclu,sike yaptiklari anlamina gelmedigi kanaatine vardim. Dediginiz gibi kesinlikle yakisik kalmayan bir durum oldugu kesin ve net. Ama sike davasi diye acilan bir dosyanin icine bu konusmalarin konulmasi direk kasti olarak karalama ile insanin aklini celmekten baska bir sey degildir bence. Ben sike ile alakali birsey okumadim yukarida yazanlarda, neymis Guti ye kufur etmis yok Ersan oynamamis evet bence Besiktas in hocasina kesinlikle yakismayan bir haraket olabilir ama bu sike yaptiklari anlamina gelmez. Bunu ortaya dokup insanlari herkesin onunde kucuk dusurmeye calismalari bence sike yapmis ( bizimkiler yapmamis olmasina ragmen ) herhangi bir insanin adiliginden daha adice bir harakettir
Saygilar Herkese
Batu