14 Aralık 1991 akşamı Galatasaray – Beşiktaş maçının ardından, boynunda Siyah-Beyaz atkı var diye kalabalık bir Galatasaray grubunun saldırısına uğramıştı Mühendis Oktay Akdemir. Hastaneye kaldırılmasına rağmen, kafasına aldığı ağır darbeler sonucu yaşamını yitirmişti. Öldüğünde 30 yaşındaydı.
Oktay abi bugün hayatta olsaydı, 50 yaşında olacaktı. Belki de oğluyla, kızıyla gelecekti bu akşam ki maça. Belki de oğlu “Hadi baba, sen de Kapalı’ya gel bu akşam” diyecekti. “Yok evlat, biz eskiler deniz tarafında oluruz yine” diye yanıtlayacaktı Oktay abi. Hiçbir zaman yaşanmayacak dialogların hayalini kurmak kaldı bize. Bir de çıkarmadığımız dersler.
Oktay abinin katilleri, o dönem komik cezalar aldılar. Bir insan hayatını sonlandırmanın sıradan bir şey olduğunu gösterircesine. Aynı kişiler ellerini, kollarını sağlayarak devam etti hayatlarına. Hem de büyük kalabalıklardan hak etmedikleri saygıyı görerek, kendilerine lider denilerek. Gerçi bu ülkenin kimyasında var suçu örtbas etmek, suçluyu el üstünde taşımak.
Bütün bunların yanında bir de kendi özeleştirimizi yapalım. Geride bıraktığımız Pazar günü Oktay abinin anması vardı. Sadece 10-12 kişinin katıldığı. Kimseye akıl, icazet verecek değiliz. Lakin iç ses de susmuyor. Biz, bu kadar vefasız değildik. Bu kadar unutkan da değildik. Sadece Galatasaray maçları öncesi Oktay abiyi hatırlayacak kadar popülist de değildik. Ne oldu da allak bullak ettik her şeyi? Ne oldu da “atkın, emanetimdir” dediğimizi unutur olduk? Ne ara bu kadar değiştik?
Herkes, kendi vicdanına gönül rahatlığı ile verebiliyorsa hesabını zaten susmak düşer bize de.
Ruhun şad olsun Oktay abi. Bağışla bizi.
1 yorum:
Mühendis diyor ki: Gerçekten unuttuk...
Yorum Gönder