24 Ekim 2009 Cumartesi

Eskişehirspor : 0 - Beşiktaşımız : 1


İşte olduğum için maçı izleyemedim. Maçın başlamasıyla radyoyu açtım; ancak sürekli gelen-giden ve koşturmaca yüzünden bir şey anlamadım. Sesi kıs, tekrar aç. Baktım olmuyor, kapadım radyoyu. 2. yarı başladıktan belli bir süre sonra çıktım işten. Arkadaşı aradım, yoldayım, gol olursa haberdar et diye. Tempolu şekilde yürüyorum, ne telefon çalıyor ne de mesaj sesi. Ben eve yaklaşıyorum hala sessizlik. Derken mesaj geldi, aha gol diye umutlandım. Gelen mesaj : "Bobo çıktı, Nobre girdi." Ben goool diye mesaj beklerken bunu görünce sağlam bir sövdüm.
Tümünü Yasla
Eve girdiğimde dakika 76 idi. Sırtımı yaslayıp, soluklanmadan Nobre boş kaleye kaçırdı. Birkaç dakika sonra kuzenim arayıp, acil aşağı in dedi. Aşağı indim, gol olmuş. Koşarak merdivenleri çıkarken bir yandan arkadaşı arıyorum, kim attı diye. Son dakikaları ayakta izledim zaten.

Kötü oynadığımız mücadelelerden biri olmuş yine. İzlemediğim için çok dert etmiyorum açıkcası. Üstelik hafta içi yüksek tempoda maç oynamışken, takımın en önemli ilk 3 adamı sahada yokken, yine kötü oynadığımız halde kazandığımız için mutluyum. Bu galibiyetleri aldığımız takdirde işimiz daha kolaylaşacak. Kötü oynanan dönemde kayıplar artınca takım için her şey daha zor hale geliyor. (evet bu aralar pollyanna ile takılıyorum. ) Beşiktaş'ın üstüste maç kazanması çok önemli.Çünkü bir süredir yitirdiği bir alışkanlıktı bu.

Deplasmandan dönenler daha ayrıntılı anlatacaklardır her şeyi.

Ekrem'in gol sevinci ve Doğa'nın makus talihi...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ekrem'e gülmek yakışıyor da maç sonrası taktığı bere çok kötüydü...