Geçtiğimiz günlerde Yıldırım Demirören, kanalımızda bazı açıklamalar yaptı. Amatör şubeler ile ilgili kısmı tekrar hatırlayalım:
“Maalesef amatör branşlar senede 15 milyon dolara yakın bir giderin olduğu bir bölüm. Yani basketbolundan tutun engellilere kadar. Sadece 3 milyon dolar gelirimiz vardı basketbolda sponsorların sayesinde. Demek ki senede 12-13 milyon dolar civarı amatörlere giderimiz var, 1 lira gelirimiz yok. Futbolun geliri aşağı yukarı kendini karşılıyor. Ama amatör branşlardaki giderin karşılanması için ya taraftarlarımızın sahip çıkması gerekiyor ya da sponsor sayesinde oluyor. Fenerbahçe, Acıbadem’in katkılarıyla voleybolda bir kesime girdi ama bu yine de sponsorları tatmin etmiyor. Sponsorları da fazla tatmin etmediği için yapacağınız alternatifler de kısıtlı kalıyor. Biz şu an yönetimde eğer sponsor bulamazsak taraftarımız da ekonomik olarak gerekli desteği vermezse amatörlere fazla yatırım düşünmüyoruz; bunu tartışıyoruz yönetim kurulunda. Beşiktaş Camiası’nın başkanı, lideri olarak ben dahil her taraftarımız Beşiktaş armasının olduğu her branşta şampiyonluk istiyoruz. Ama artık şampiyonluklar sadece bir titr haline geldi. Futbol dünyası 200 milyar euro civarlarında dönüyor. Avrupa’dakilerin çoğu futbol kulübü. Aynı takımın basketbol takımı var ama başkanı, yönetimi, gelirleri ayrıdır. Eğer biz soysal bir hizmet yapıyorsak amatör branşlarda ilk başta belediyelerden destek görmek zorundayız. Bizim gelirimiz sadece futbol. Barcelona’ya uzay takımı diyoruz. Bizim o seviyeye gelmemiz ancak gelirle olur. Ama futbolun gelirini amatörlere harcarsak tabii ki zorluk çekeriz. Burada Beşiktaşlılara iş düşüyor.”
Amatörlerin sadece gideri olduğundan, geliri olmadığından şikayet ediyor Demirören. Ama başkanın atladığı bir şey var. Sen bu gideri de karşılamıyorsun ki. Gideri karşılamayıp, nasıl gelir bekliyorsun? Yatırım yapmadığın bir şeyden sana kazanç getirmesini nasıl bekliyorsun?
Futbolun gelirini amatörlere harcamak diyen başkan, vaktiyle hentbol takımına bulunan sponsordan gelen parayı, futbola aktardığını çabuk unutmuşa benziyor. Voleybol takımının bilinçli bir çalışma sonrası küme düştüğü gerçeğini görmezden geliyor. Bunların her biri ayrı ayrı tartışma konusu.
Son birkaç gündür basketbol şubesi ile nahoş haberler gelmeye başladı. Önce Serkan Erdoğan, alacakları ödenmediği gerekçesiyle sözleşmesini feshetti. Şimdi de 3 oyuncumuz(Bekir Yarangüme, Cüneyt Erden, Serhat Çetin ) performanslarından memnun olunmadıkları ve yüksek maaşları yüzünden gönderilmek isteniyor. Bu gönderme işleminde de kulübün takındığı tavır: Sözleşme feshetme. Oyuncular da bu durumu kabul etmediklerini beyan ediyorlar. Buna karşılık kulüp de oyunculara, “30 Temmuz’a kadar izin kullanmadan noter eşliğinde idman yapacaksınız” diyor. Kulübün çözümü bu. Çözümden anladığı bu. Yıldırma politikası ile oyuncuları bezdirmek, istediğini elde etmeye çalışmak.
Peki soralım bizde. Bu oyuncularla bu sözleşmeleri kim imzaladı? Oyuncuların yüksek maaş aldıklarını söyleyenler, bu oyuncularla imza atarken meblağları görmediler mi? Nasıl bir iş bilmezlik ve ahlaksızlıktır bu? Basketbol şubesinden sorumlu yönetici, isminin anlamının biraz hakkını verse, verebilse. Çok zorlanıyor farkındayız ama bir kere denese.
Demirören yönetiminde oyuncuların yüksek meblağlara imza atmaları, bonservis bedeli ödenmeden sözleşme fesihleri ile ayrılmaları, alamadıkları alacakları için bizleri yetkili makamlara şikayet etmeleri sık yaşanır oldu.
Ben, artık utanmaktan yoruldum. Acizlik içindeki bu insanların Beşiktaş adı ile anılmaları her geçen dakika bizleri daha da yıpratıyor. Bizlerin silkelenip, kendimize gelme dönemi geldi de, geçiyor bile. Sadece futbol takımının maçlarında, maç başında 1-2 dakika ya da devre arasında kısa sürede bu şubeleri hatırlayan tezahüratlar yetmiyor ne yazık ki. Yerinde olmak gerekiyor, tepkiyi yerinde vermek, gözlerinin içine sokmak gerekiyor. Kısaca sahip çıkmak gerekiyor.
Vaktiyle demiştik: Sponsora gerek yok, Şerefimiz yeter! diye. Sanırım şubeden sorumlu kişi üstüne alındı. Seni kastetmiyoruz, haberin olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder