28 Eylül 2011 Çarşamba

Carlos



''Beşiktaş kötü top oynuyor''
''Stoke kesin Beşiktaş'ı yener''
''Carlos Hoca felan değil''

Kötü top oynayalım arkadaş varsın İngiltere'de bir hezimet daha yaşayalım. Carlos'u şansı bu sefer yanında olmasın hoca olmadığını bir kez daha tekrarlayın. Futbol'un ve Beşiktaş'ın dört bir yanını kötü adamlar sarmışken şu Carlos denilen adama sarmayın bari. Bütün kötülüklerin ihalesini bu adamın üzerine yıkmayın. Bırakın böyle mutsuz olalım.

3 yorum:

Ben dedi ki...

Anlıyorum. Yazdığın şeyin altında ne yattığını anlıyorum.
Ama bir şeyi anlamıyorum. Birini sevdikten sonra , sevdiğin yanında olduktan sonra mutluluk-mutsuzluk çok izafi... İnsan en azından sevdiğinin varlığıyla bile biraz olsun umut dolar biraz huzur bulur. Bunda sorun yok.
Eğer meselenin öznesi Beşiktaş'sa, itirazım olan şey şu:
Ben,sen,biz, Carvalhal'ı sevmiyoruz ki. O bizden biri bile değil. Bu takımda ''bizden'' kaç kişi var ?
''Bizden'' kim varsa dışarda...
Takımdan ağlayarak giden,para alsa da almasa da inadına efsane olan, bu kulübü mütevazı bir büyük yapan, resmen bir ülkeye,bir halka prototip olarak sınılabilecek dürüsteken de büyük olunabileceğini, çalışarak da kazaılabileceğini göstermemizi sağlayan kim varsa bugün o yok...
Yabancı memleketin yabancı bi sokağında sahte,yalan yanlış döner yaparlar ya dostum, yurtdışına çıkan bilir, ya da kebap die tabağa konan ne idüğü belirsiz nesneler vardı... Memleket yemeğidir der yersin,tadı tad değil , görüntüsü görüntü. Aynen o oldu şimdi ''bizim takım''.
Mesele bu. Mutsuzluğumuzun sebebi bu.
Akıllı ve efendi adamların yönettiği,kulüpte parasal krizlerin konuşulmadığı, terimizin son damlasına kadar ''Beşiktaş için oynadığımıZ'' bir beşiktaştır bizi şampiyon olmasa da,kazanamasa da mutlu edecek beşiktaş. İşte o zaman, ''herkes mutlu olsun, ne var, biz de mutsuz olalım'' diyiveririz.

Şairler Parkı dedi ki...

@Ben
Son zamanlarda Beşiktaş'a dair okuduğum en güzel betimleme.

Ege

Yakup Sabri İNANKUR dedi ki...

@Ben

4 kez okudum yorumunu. 4 kez içimde yorumladım, her seferinde daha bir haklı buldum, her seferinde daha bir Beşiktaş'ı özledim.

Lakin sorun ne biliyor musun sevgili "ben"? Çözümün nasıl olacağını biliyoruz, bunun için yapmamız gerekeni biliyoruz, bunu nasıl yapacağımızı biliyoruz amma ve lakin yapamıyoruz. Kalelerimiz zaptedilmiş, tershanelerimize girilmiş. Güvendiklerimiz "gaz"ı almış. Kısaca değişmesi gerekeni değiştirecek güce sahip olamamanın ataletiyle "hoca-topçu-hoca-topçu-4-3-3-hoca-hentbol-hoca" durakları olan bir metrodayız. Dönüp duruyoruz, inemiyoruz. Bir gayret hocaya sahip çıkmaya, kendi kendimize Beşiktaş değerlerini yaşatmaya çalışıyoruz.

Lakin olamıyor sevgili "ben" olmuyor. Sen bensin, ben biziz, biz de sensin. Ama hepimiz azız.

Gerisi trivela peşinde desibel hazırlıklarıyla Beşiktaşlılığın gururundalar.

Yakup Sabri İNANKUR