23 Haziran 2011 Perşembe

Hentbolde Küçülme


TÜRKİYE HENTBOL FEDERASYONU

SPORCU TESCİL, LİSANS VE TRANSFER TALİMATI

TÜRKİYE LİGLERİNDE YER ALAN SÖZLEŞMELİ SPORCULARIN

TRANSFER KOŞULLARI

14.2. Kulüpler, her sezon sonunda sözleşmeli bulunan sporcuları ile ilgili karşılıklı tüm malî koşullarının yerine getirildiğine dair ibranameyi 31 Mayıs mesai bitimine kadar Federasyona teslim etmek zorundadır. İbranameyi federasyona teslim etmeyen kulüplerin sporcuları sözleşme süreleri bitmemiş olsa dahi bedelsiz olarak serbest kalır (Kulüp ile sporcu arasında mahkeme ve icra dairelerine intikal etmiş durumlar hariç). Geçici transfer yapan sporcular için; sözleşme yaptığı tarih ile geçici transfer yaptığı tarihe kadar olan ödemelerle ilgili ibraname verilmesi zorunludur.

KULÜPLERİN SÖZLEŞMEDEN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

28.1. Kulüpler sözleşmede yazılı malî şartları zamanında yerine getirmek zorundadır.

SPORCUNUN FESİH İSTEĞİ

Madde 33 - Sözleşmesi gereğince yapılması gereken ödemelerin kulüp tarafından ödeme tarihini takip eden 2 (iki) ay zarfında yapılmamış olması ve temerrüde düşülmesi halinde, sporcu sözleşmesinin feshini isteyebilir.

İstediler mi? Hayır.

Peki ne yaptılar?

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde sporcu olmanın, Beşiktaşlı olmanın kıymeti harbiyesini bilerek hareket ettiler.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü çatısı altında verdikleri mücadele ile sadece ülkemizde şampiyonluklar, kupalar kazanmakla yetinmediler; hentbol sporunun ülkemizi temsili adına da yurtdışındaki ciddi turnuvalarda hepimizin yüzünü güldüren, sevindiren başarılara imzalar attılar.

Onlar bütün sevinçlerini kendilerini asla yalnız bırakmamaya çalışan bir avuç taraftarla içtenlikle paylaştılar.

Lakin, takımını lafta destekleyip alanda yalnız bırakan taraftarından, AVM açılışlarına koşup şov-biz yapanlarına kadar, Beşiktaşlı olmaktan bi haber davranan kravatlı tayfasından, Beşiktaş sahipsiz değildir diye hamasette bulunan üyesinden, kermes ve piknik düzenlemekten başka bir halt yemeyen derneklere varana kadar, faal şubelerimizin tek tek işlevsizleştirilmesine göz yuman, işlevsizleştirilmesine ekonomi sözlüklerinden kılıflar bulan bilumum ulema gibi, yanlarında olmaları gereken birinci dereceden sorumlu yöneticilerimiz de sıkıntılarına ortak olmak, çözüm sağlamak, gerekli iyileştirmelerde bulunmak yerine her başarının fotoğraf karesinde yavuz hırsız misali boy göstermekten başka hiçbir şey yapmadılar.

Kendilerine yıllarca maaş ödenmezken Kartal Yuvası mamülü bir kol saati ile teşekkur edildi.

Başkanımız, resmi dergimizin muhtelif sayılarındaki başyazılarında bir teşekkür paragrafının ötesinde adım atmadı.

Asbaşkanımız bu denlicesine başarılı olmuş olan sporcularımızın yıllarca maaş alamamış olmasına haberim yok tavrı ile yaklaştı.

Onlar, bu güzide sporcularımız, hentbol federasyonun kendilerine tanıdığı yazılı kurallara sırtlarını dayayarak yasal haklarını arama peşine düşmediler. Düşmediler cünkü haksızlığı yapanın Beşiktaş Jimnastik Kulübü olduğunu tescil ettirmeyi düşünmediler. Bu sporu Beşiktaş Jimnastik Kulübü adına icra etmekten tüm yaşananlara, kendilerine reva gorulen tüm sıkıntılara, eziyetlere rağmen vazgeçmediler; işlerini de görevlerini de büyük bir intizamla yerine getirdiler.

108 yıllık kulübümüzün yanlarında olmuş olmasını hissetmeyi kendileri için bir refah olarak göreceklerken kendilerine uzatılan el, sadece almış oldukları kupaları müzemize götürmek için yöneldi.

Ve artık tabiri caizse kibarca kovuldular; fakat adını çok daha mühim bir hadise imiş gibi sunarak; “takımı gençleştiriyoruz” taktılar.

Okullarda “Beden Terbiyesi” dersleri vermiş olan kulübümüzün, sporun kitleselleşmesine öncülük etmedeki tarihsel sorumluluğunu yerine getirmekten imtina etmemesi gereken kulübümüzün yönetimi, kendilerine benimsettirilen piyasa politikalari neticesinde küçüleceğiz dedi. Küçülen “dünya kulübü” yük oluyorsunuz diyerek kapıyı gösteriyor şimdi. Hangi yük? Hentbol şubesine aktarılması gereken paranın futbol için kullanılmış olmasının getirdiği yük mü?

Bu şerefli formayı kulübümüze hiçbir halel getirmeden giymesini bilen sporcularımız, eminiz ki üzerlerinden çikarıp veda ederlerken de başları dik ve onurlu bir şekilde hareket edeceklerdir.

Karşı karşıya bırakıldıkları bu durum karşısında takımdan ayrılması istenilen hentbolcularımıza hem vefa hem de bir teşekkur borcumuz olduğunu hatırdan çıkarmayalim.

1 yorum:

Köfteci dedi ki...

Muazzam bir yazı olmuş, söyleyecek söz bırakmamışsınız.

Hoş zaten istesem de söyleyemiyorum, kelimeler boğazımda düğümleniyor, göğsüme bir yumruk oturuyor. 'Yazıklar olsun' diyebiliyorum sadece.