7 Mayıs 2012 Pazartesi

Beşiktaş Güzellemesi

9 gündür tam bir Beşiktaş güzellemesi yaşıyoruz. Elde edilen skorlardan bağımsız, Beşiktaş arması için mücadele eden insanlar.

- 29 Nisan günü erkek basketbol takımımız ve engelsiz basketbol takımımız, kazandıkları müsabakalar sonucunda Avrupa Şampiyonu oldular. Her iki şubede YD dönemi boyunca maddi sıkıntılar ile boğuşmak zorunda kaldılar. Düzenli maaş ödemesinden mahrum kaldılar, kimi zaman aylarca para alamadılar. Engelsizlerimiz şampiyonluğa uzanırken, takımda hiçbir yabancı oyuncunun olmaması da mühim bir ayrıntı.

Erkek basketbol takımımız, senelerdir yönetilememek yüzünden sezonları heba etti. Şubedeki maddi sıkıntılar, oyuncuların ayrılmasına sebep oldu. Sene başında da 3 oyuncu sırf haklarını istediklerini, yönetimin restini kabul etmedikleri için zorunlu idmana tabi tutuldular. O oyunculardan Serhat Çetin'in ellerinde yükseldi kupa. Gönül isterdi ki, Beşiktaş isminin yanında "Milangaz" olmasın. Beşiktaş'a en büyük zararı verenler, kendini kahraman gibi görmesin.

- Günlerden 3 Mayıs. Futbol takımımız, Şeref Bey'de Fenerbahçe ile karşılaştı. Maç öncesinde Beşiktaş'ın Fenerbahçe'ye maçı satacağını söyleyenler, ima edenler maç sonunda Beşiktaş'ı onurlu mücadelesi için tebrik ederiz; ama bakalım Galatasaray'a karşı ne yapacaklar demeye başladılar. Bukalemun ve çakal bu ülke topraklarının en gözde hayvanı olmuştur hep. Bizim ise yanıtımız hep aynıydı: Şort siyah, forma beyaz; Beşiktaş, asla yatmaz.

-Ve dün, 6 Mayıs. Beşiktaş, hentbol, basketbol ve futbolda birbirinden mühim müsabakalara çıktı. Ligi namağlup bitirmiş olan hentbol takımımız, şampiyonluk yolundaki play off müsabakasında ilk yenilgisini almış, seriyi 1-1'e getirmek için kazanmak zorunda olduğu bir mücadeleye çıkıyordu. Hani şimdilerde futbol için deniliyor ya bu play off nerden çıktı diye, mevzunun hası hentbolde dönüyor. Daha evvelden böyle bir uygulama yokken, son birkaç senedir bu kural geldi. Her sene şampiyonluğu parselleyen Beşiktaş coştukça, playoff çıktı, müsabakaları alakasız yerlerde oynatmak çıktı. Sonuç değişmedi orası ayrı. Süleyman Seba'da telafisi olmayan bir maça çıkan Kartallarımız, rakibini 27-25 mağlup ederek, son maça taşıdı seriyi. "Bu alemde ekol, Beşiktaş hentbol" gerçeğini hissettirerek.


Basketbol takımımız ise play off serisinin ilk maçında harika bir galibiyet aldı Fenerbahçe karşısında. Kaçırdığımız 21 serbest atışla durumumuzu zora sokarken, mücadele etmekten tek bir an bile imtina etmedi takımımız. Maçı uzatmaya götüren harika bir sihirli el, uzatmada özkaynak evladının oksijeni ve finalde aynı sihirli elin noktası. Beşiktaş: 96 - Fenerbahçe:94

Üstüste 2 güzel galibiyet sonrasında futboldaydı sıra. Beklentimiz, Beşiktaş'a yakışan mücadeleydi sadece. İlk yarıda yenilen 2 gol ile çakallar, sinsice bekledikleri köşelerinden çıkmış, Beşiktaş'ın Galatasaray'a yattığını iddida etmeye başlamışlardı bile. Unuttukları şey Beşiktaş'ın büyük taş olduğuydu. Kartallar gibi mücadele eden takımımız, birbiri ardına bulduğu goller ile eşitliği yakaladı, rakibinin son dakikalarda top çevirmesine sebep oldu. Bundan sonrası da bizi zerre ilgilendirmiyor zaten. Biz, Beşiktaş'tan ve Beşiktaş mücadelesinden sorumluyuz. Bunu layığı ile yerine getiren her bir oyuncumuza da şükran borçluyuz.

Bizler, şimdi yarına odaklandık. Saat 19:30'a, Süleyman Seba'ya. Çünkü yarın orada "Şampiyon Beşiktaş" sesleri yükselecek.


Hiç yorum yok: