11 Nisan 2009 Cumartesi

Hayat Öpücüğü


Bizim kuşağın yakındır Şeref Bey semalarına vurması. Aynı karaya vuran balinalar gibi. Çok uzun ömürlü olan da çıkmaz bizim aramızdan. Aşağı yukarı aynı yaşlarda gideriz bir çoğumuz. Vücut buna nasıl dayansın ki? 45 dakika boyunca dayak yemiş gibi hissediyorsun ve hissetmekle kalmayıp, dayak yemeye devam ediyorsun.Ardından bir 15-20 dakika boyunca iğneleniyor vücudun. Tamam buraya kadarmış demeye başladığında ciğerlerine temiz hava geliyor, sonrasında biraz daha. Sonra tamamen hayata geri dönüyorsun. Ee bu sıklıkla yaşanınca biz nasıl yaşayalım uzun yıllar?

Totem yapıcam diye kendimden geçiyorum. Yok elimi oraya koyunca atak yedik. Ayağımı öyle yapınca top kaybı yaptık. Sonra golü attık. Kalan dakikaları o pozisyonda izleyeceğiz aman totem bozulmasın diye kan dolaşımım isyan ediyor. Dolaşamıyorum ulan diye.

Artık yok taktikmiş, yok araya atılan pasmış, yok taktiksel hata imiş. Zerre ilgilenmiyorum. Arabesk bir edayla tutuldum gidiyorum. Maçın büyük bir kısmı berbat iken, bana öyle hissettirmiş iken; 2.goldeki sevinç bana her şeyi unutturuyor. Maç sonundaki görüntüler mest ediyor. Daha az önce bağırıyordum sinirli sinirli. Ama dedim ya artık vücut sağlıklı değil. Sadece vücut değil, akıl sağlığı da tehlikede.

Bir tek sana, bir tek sana bu müsamaha Beşiktaş. Sadece sana...

Hiç yorum yok: