Maç öncesi stadda yaşananlar mutluluk verici. Gittikleri birçok yerde sözsel ve fiili olarak saldırıya uğrayan Diyarbakırspor takımı ve taraftarlarına gösterilen ilgi takdir edilesi bana göre. Tribünün bir süredir içinde bulunduğu sıkıntılar yüzünden "acaba" endişesi taşıyordum. Ancak Şeref Bey başka yerlere benzemediğini bir kez daha gösterdiği için huzurluyum.
Maçtan önce Ziya Hoca'nın takımı bize karşı başka hazırlayacağını ve sert futbol oynayacaklarını tahmin etmeme karşın rahattım açıkcası. İlk yarı atılacak bir gol ile ikinci yarıyı çok daha rahat geçireceğimizi düşünüyordum. Ta ki kadroyu öğrenene kadar. Aynı duyguyu en son kendi evimizdeki Wolfsburg maçında yaşamıştım. Kadroyu duyana kadar umudum tavan iken, Ernst'in sahada yer almayacak oluşunu öğrenmemle yerle bir olmuştu tüm umudum. Bugün de sahada Nobre'nin olduğunu, üstelik tek forvet olduğunu öğrenince yıkıldım. Yıkıldım kelimesi burada mübalağa olsun diye kullanılmıyor. Hakikaten yıkıldım, bir an maçı izlemek bile gelmedi içimden.
Beşiktaş gibi bir takım kendi evinde, üstelik Diyarbakırspor gibi kendisiyle eşit güçte olmayan bir takımla mücadele ederken, tek forvetle çıkıyorsa, üstelik bu forvet Nobre ise bana göre sorun vardır. Mart ayından beri gol atamayan sözde bir forvet oyuncusu -ki burada sadece mart ayından beri gol atamaması baz alınmamıştır. Nobre'nin bir forvet olarak sezonları hangi rakamla kapadığı da dikkate alınmıştır.- Beşiktaş'ın rakibine üstünlük sağlaması için ileri uçta tek başına.
Hocanın Nobre tercihi kadar Yusuf tercihi de yanlıştı. Geçen sene hepimiz ağız bükmüştük Yusuf'a. Yusuf, hepimizi şaşırtan bir performans ortaya koymuş ve çifte kupanın kazanılmasında büyük katkıda bulunmuştu. Bu sene de hocanın benzer performansı beklemesi çok yanlış. Yusuf, Beşiktaş'a vereceği katkıyı en üst seviyede verdi. Daha fazlasını beklemek hayalperestlik. Bundan sonra Yusuf'un vereceği katkı, önde olduğumuz mücadelelerde son 15-20 dakika oyuna girip, ayağında top tutup, takımı rahatlatmaktır. Bunu da her takıma karşı yapamazsınız. Ayrıca sert geçeceğini bildiğiniz oyunda ilk tercihiniz Yusuf olmamalıdır.
Yolunda giden takımı ne kadar az kurcalarsa o kadar iyi demiştik Mustafa Denizli için. Hoca, oyuncu dinlendirmek adı altında bu akşam böyle bir kadroyla çıkarak puan kaybına neden oldu. Sonlara doğru gol bulabilmek için Fink'i de oyundan alınca orta sahamız düştü ve kalemizde neredeyse gol görmemize sebep oluyordu. Bu vesile ile Ernst-Fink ikilisinin takımda nasıl önemli bir yere sahip olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah Mustafa Hoca da görmüştür.
Nobresiz günler dilerim...
Maçtan önce Ziya Hoca'nın takımı bize karşı başka hazırlayacağını ve sert futbol oynayacaklarını tahmin etmeme karşın rahattım açıkcası. İlk yarı atılacak bir gol ile ikinci yarıyı çok daha rahat geçireceğimizi düşünüyordum. Ta ki kadroyu öğrenene kadar. Aynı duyguyu en son kendi evimizdeki Wolfsburg maçında yaşamıştım. Kadroyu duyana kadar umudum tavan iken, Ernst'in sahada yer almayacak oluşunu öğrenmemle yerle bir olmuştu tüm umudum. Bugün de sahada Nobre'nin olduğunu, üstelik tek forvet olduğunu öğrenince yıkıldım. Yıkıldım kelimesi burada mübalağa olsun diye kullanılmıyor. Hakikaten yıkıldım, bir an maçı izlemek bile gelmedi içimden.
Beşiktaş gibi bir takım kendi evinde, üstelik Diyarbakırspor gibi kendisiyle eşit güçte olmayan bir takımla mücadele ederken, tek forvetle çıkıyorsa, üstelik bu forvet Nobre ise bana göre sorun vardır. Mart ayından beri gol atamayan sözde bir forvet oyuncusu -ki burada sadece mart ayından beri gol atamaması baz alınmamıştır. Nobre'nin bir forvet olarak sezonları hangi rakamla kapadığı da dikkate alınmıştır.- Beşiktaş'ın rakibine üstünlük sağlaması için ileri uçta tek başına.
Hocanın Nobre tercihi kadar Yusuf tercihi de yanlıştı. Geçen sene hepimiz ağız bükmüştük Yusuf'a. Yusuf, hepimizi şaşırtan bir performans ortaya koymuş ve çifte kupanın kazanılmasında büyük katkıda bulunmuştu. Bu sene de hocanın benzer performansı beklemesi çok yanlış. Yusuf, Beşiktaş'a vereceği katkıyı en üst seviyede verdi. Daha fazlasını beklemek hayalperestlik. Bundan sonra Yusuf'un vereceği katkı, önde olduğumuz mücadelelerde son 15-20 dakika oyuna girip, ayağında top tutup, takımı rahatlatmaktır. Bunu da her takıma karşı yapamazsınız. Ayrıca sert geçeceğini bildiğiniz oyunda ilk tercihiniz Yusuf olmamalıdır.
Yolunda giden takımı ne kadar az kurcalarsa o kadar iyi demiştik Mustafa Denizli için. Hoca, oyuncu dinlendirmek adı altında bu akşam böyle bir kadroyla çıkarak puan kaybına neden oldu. Sonlara doğru gol bulabilmek için Fink'i de oyundan alınca orta sahamız düştü ve kalemizde neredeyse gol görmemize sebep oluyordu. Bu vesile ile Ernst-Fink ikilisinin takımda nasıl önemli bir yere sahip olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah Mustafa Hoca da görmüştür.
Nobresiz günler dilerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder