Bazen güne sebepsiz çok keyifli başlarım, derken 1-2 güzel şey de olur. Oh, mis kıvamında dolaşırım. Sonra dingil bir müşteri gelir, öyle bir şey yapar ki, tüm keyfimi, neşemi alır götürür. Gün, bir an önce bitsin diye bakarım.
Bugün de takım günler sonra idmana çıkmış. İdman fotoları keyfimin artmasına yetti. Bakıyorum, nasıl da özlemişim. Öğleden sonra da imza törenine odaklandık. Oyuncular heyecanlı, güzel şeyler söylüyorlar vs.
Sonra...
Yıldırım Demirören, küçük oğlunu da getirmiş imza törenine. O kareye dahil olmasını istiyor, "İstikbalin Başkanı" diyor. Keh keh efekti ile. Sıtkım sıyrılıyor, keyfim kaçıyor. Yapıştın yakamıza illet hastalık gibi. Her fırsatta param da param, çocuklarımın rızkı, bırakınca paramı alırım ertesi gün... İki dakika, seni unutarak keyif almak bile mümkün değil, inatla hatırlatıyorsun.
Beşiktaş başkanlığı, padişahlık sanki. Sanki o koltuk babanın malı. Gerçi bu gidişle küçük Demirören " evet, babamın malı" diyecek.
1 yorum:
Bu adam hala oradayken ben hastası olduğum Portekiz ekolünü İnönü'de izleyebilecek olmanın heyecanını bile yaşayamıyorum!
Yorum Gönder