26 Kasım 2008 Çarşamba

Sineklerin Tanrısı - Lord of the Flies


Kitabı çok önceleri okumuştum, sonra bir kez daha. Ve şimdilerde bir kez daha. Çok sevdiğim kitaplardan biridir Sineklerin Tanrısı. İki defa da filmi çevrilmiş. 1990 yılında çevirileni izledim, 1963 yapımı olanı ise henüz izlemedim. İlk film kitabın epey vasatı. Kitabın büyüsünün yanına yaklaşamaz. Kitap Nobel ödüllü ayrıca.

Okulda kütüphanedeki görevli ile tartışmıştım; sıradan, adaya düşen çocuklar hikayesi olarak değerlendirmişti kitabı. Kitap böyle bir eser olmadığı gibi gerçekçi ifadelerle donatılmış ve simgesel anlatım yolu ile de zenginleştirilmiştir.

Willam Golding'in kitabı, Ballantyne'in eseri Mercan Adası ile karşılaştırılmış çoğu kez. Kitapla ilgili araştırma yaparken çok defa çıkar bu isimler karşınıza. Ballantyne'in kitabında, batan gemiden kurtulan 3 İngiliz gencinin yaşama tutundukları adada "Britanya Uygarlığı" nın minik bir kopyasını meydana getirdikleri anlatılır. Britanya'ya övgüler, mükemmelikler vs vs..

Golding'de ise bu durum ile alay fazlasıyla mevcut. Yine İngiliz gençleri adada. Bu sefer atom savaşı yüzünden güvenli bir yere götürülmeye çalışılıyorlar. Fakat uçakları saldırıya uğruyor. Yaşları 6-12 arasında değişen gençler bir adada yaşam savaşı vermeye başlıyorlar. Zaman geçtikçe yaşananlar adanın güzelliği ile örtüşmüyor.

Zorbalık, düşünce özgürlüğü, faşizm, iktidar mücadelesi...Sineklerin Tanrısı'nın her sayfasında bolca var. Okumayı tercih edenler kesinlikle Mina Urgan çevirisini tercih etmelidir.

Hiç yorum yok: