3 Mart 2009 Salı

Filip Holosko


Yabancı futbolcu transferinde isabetli olmak transfer becerisi gerektirir. Çoğunlukla Teknik Direktör ve Yönetim'in ortaklaşa kararları doğrultusunda gerçekleşir . Ya da biz medyadan duyduğumuz kadarıyla öyle sanıyoruz. Fabian Ernst'in gelir gelmez kadroda yerini garantilemesi, oyunu ile herkesin takdirini kazanması sonucunda diyebiliriz ki büyük bir transfer başarısıdır. Aynı bölgede oynamasından dolayı çoğu kişi Giunti'yi anıyor. Ama hafızalardan kazınmayan isimlerde mevcut. Ailton, Kleberson, Higuain, Diatta, Gordon ... Ailton ve Kleberson kariyerli geçmişe sahip olmalarına rağmen bir türlü aşı tutturamadılar. Bunu beraber oynadıkları takım arkadaşlarına bağlayanlarda oldu. Ancak bu iki oyuncu Beşiktaş'tan sonrada hiçbir takımda başarılı olamadı.

Filip Holosko yine Ailton gibi Beşiktaş'ın gol ilacı olması için transfer edildi. Özellikleri karşılaştırıldığında ise benzerlikler mevcut. İkiside geniş alanda oynamayı seven, topla birlikte ilerlemeyi seven oyuncular.

Holosko'nun transferi için Manisaya 5 milyon Euro ve Burak-Koray ikilisi verilmişti. Burak Yılmaz 2,5 milyon Ytl gibi bir rakama Beşiktaş'a alınmış, Koray için ise 600.000 Ytl verilmişti.
Holosko'nun takıma dahil olması için gönderilmesi gereken Diatta'ya ise 150.000 dolar verilmişti.
Kendi liginden yabancı oyuncu alıyorsun ama Avrupa'dan bir golcü alacak kadar para veriyorsun kısacası. Peki bu kadar parayı neden vermişti Beşiktaş.

Manisa'ya 2005-2006 sezonunun devre arasında gelen Holosko 17 maçta 4 gol atmış.
Ertesi sezon 32 maçta 9 gol, bize geldiği sezonun ilk yarısında 16 maçta 8 gol. Gol ortalaması olarak kariyerinin en yüksek oranına ulaştığında Beşiktaş'ın ilgi alanına girmişti.
Devre arasında verdiği demeçlerle ve sempatikliğiyle, yönetiminde transferi inada bindirmesi sonucunda yukarıda belirttiğim şartlar doğrusunda tranferi gerçekleşti. Lakabı bile hazırdı tribünlerde Golosko. Medya ve taraftar nezdinde çokça eleştirilen bir transfer oldu. Medya kısmı verilen paranın çok olmasını, taraftar kısmı ise genelde duygusal olarak Koray'ın verilmesini eleştiriyordu.

2007-2008 sezonunda Beşiktaş'la çıktığı 16 lig maçında 7 gol, 5 türkiye kupasında 2 gol atttı.
Bu sezon ise 15 lig maçında 5 gol, 2 Türkiye kupası maçında 1 gol, 4 Avrupa kupası maçında yine 1 golü var.



Wikipedia'dan almış olduğum yukarıda ki istatistikleri koyalım bir kenara. Yoruma başlayalım.

Muhammed Demirci var minik takımda. 14 yaşında olmasına rağmen bu çocuğu bekliyoruz. Büyüsünde gelsin şu takıma, yerli 10 numaramız olsun yıllarca diye. 14 yaşında ki çocuğu beklersin. Ama benimle aynı yaşta hatta aynı günde doğmuş olan Holosko'yu da bekliyoruz. Medya kısmını geçtim, tribünün bile holosko'ya bu kadar sabırlı yaklaşması diğer yabancı oyuncularımız ya da yaşıtı yerli oyunculara olan yaklaşımına baktığımızda pek normal değil. Cisse mesela tribünde kredisini yitirmiş, hatası kollanan bir oyuncu. Son oynadığı maçlara baktığımızda Ernst'in de katkısıyla bir değişiklik göze çarpıyor.Yaşıtı yerli oyuncu örneğimiz ise Serdar Özkan. Paf takımdan yetişmiş, Beşiktaş'ın öz çocuğu. Ama bırakın maç içinde kaptırdığı topları, kadroda ismini gören ah-vah demeye başlıyor.

Forvette tek başına oynadığı maçlarda da Bobo ile oynadığı maçlarda da istenileni veremedi. Transferinin hemen ardından Manisa'da ki eski hocası Giray Bulak'ın da belirttiği gibi sadece Geniş alanda oynayabilen, dar alanda oynayamacak bir golcü izlenimi veriyordu. Ertuğrul Sağlam zamanında Sağ açıkta oynamaya başladı. Denizli'de şans verdiği zaman sağ açık olarak oynatmayı deniyor genelde. Ama tam olarak bir kanat oyuncusu olmadığı için asla çizgiye yakın oynamaya alışamadı. Birçok maç bilirim ki sağ kanat oynadığını unutttuğu anlar olmuş, fazlaca içeriye sokulmuştur. Ama yine de şu aşamada Serdar Özkan'ın hep yapmayı denediği ama bir türlü gerçekleştiremediği sağ kanattan içeriye doğru süzülme eylemini Holosko elinde bayrak sallaya sallaya yapar. Hatırladığım kadarıyla Real madrid Robinho'dan bir dönem sağ açık olarak yararlanmıştı. Ülkemizde ise bu duruma en güzel örnek Fenerbahçe'de Deivid'dir.Yani forvetten bozma sağ kanat oyuncusu. 2 sezondur 2 hoca Holosko'yu o bölgeye bir türlü monte edemedi. Burada devreye Teknik Direktör'ün futbolcu üzerinde ki etkilerine geliyor. Bu yazıyı aşan bir konudur, geçelim ...



Holosko Beşiktaş'ta ilk golünü Ankaraspor'a atmıştı. Ankara ile olan Kupa maçında büyük ihtimalle görev alacak. Holosko'ya olan sevgi ve inanç yadsınamaz. Çevremde Holosko'yu sert bir şekilde eleştiren bir Beşiktaş'lı görmedim. Holosko'da bunun farkında ki attığı goller sonrasında sevinci ile bunu fazlasıyla gösteriyor. Sahalara bir Ankara maçı ile dönecek belki de.

La topla ilerle, yardıra yardıra, rakiplerini yıka yıka yaz golünü. Seni bekliyoruz Holosko, gollerini attıktan sonra kollarını kanat gibi açmış süzülürken görmek istiyoruz seni. Ha gayret kartalım ...

3 yorum:

taksim dedi ki...

söylediğin gibi kredisi fazladan var holoskonun hem tribünde, hem kenar yönetimde.. kenar yönetimdeki kredi sanıyorum biraz da verilen inanılmaz paradan kaynaklanıyor ancak, taraftar istedi gerçekten holoskoyu..
herkesin tersine, geldği zaman pek de içime sinmemişti, özellikle verilen o kadar para, çok sıkmıştı canımı.. bana göre o paraya alınabilecek çok daha kaliteli yabancılar vardı ki aynı şey nobre için de geçerlidir..

Kelime doğrulama bölümündeki yazmam gereken kelime "batiolo" aklına batigol geliyor insanın.. Olmadı şöyle bir gol makinası bu takımda, aldığını yazsın.. Belki bobo ilerde, ama onu da satacaklar tahminen sezon sonu..

stalker dedi ki...

ideal düezn bulunamadığı için bir türlü, holosko da verimsiz kalıyor. holoskoya dair bir plan olsun be. bu oyuncu bundan sonra sağ kanatta oynayacak densin mesela. ve üzerinde durulsun. ya da deyin ki, holosko öndeki ikiliden, santrforu tamamlayacak forvet oyuncusu olacak.. ne o yapılıyor ne o. günlük kaygılarla hatta maç içindeki anlık hesaplarla bir orada bir burada oynatılıyor. yapısı zaten belli oyuncunun, ne umuluyor ki bu mevki değiştirmelerden.. deplasman dramımızın önemli bir sebebi de holoskodan faydalanamamamız. elin oğlu baliliyle yıkıp geçiyor, holosko lan bu holosko. gerekirse oonun üzerine kuracaksın oyunu. daum zamanını hatırlıyorum, son vuruş becerisi minimum olan sertanla ne maçlar kazanıyorduk mesela. bize entelektüel hoca gerekiyor. tigana böyleydi ama onu da yediler. sonradan gelenler ancak eline kadro verirsen başarılı olacak adamlardı, onu da yapamadılar. metin tekinden çok umutluyum bu yönden. nereden nereye geldi yorum da:)

Adsız dedi ki...

Yazını okuduktan sonra inşallah bugün golünü yazar demiştim..
Sağolsun utandırmadı bizi. Jeneriklik bir gol attı hemde aman diyim :)