27 Mart 2009 Cuma

Las 13 Rosas



İspanyolca 13 gül anlamına geliyor.


İspanya iç savaşının sonlarını anlatan bir film. İçinde devrimci duruş, kahramanlık gibi temalar bulunmayan, kadınların devrimciliğini ve yaşadıkları anlatan başarılı bir yapıt.

İspanya iç savaşına dair hatırı sayılır kitap-dergi okumama rağmen ilk defa duyduğum bir olay.
13 kadının, kadın gibi devrimciliği. Kendi hayatından çok çocuğunun üzülmemesine önem veren anne gibi, Babasından seni seviyorum sözcüğünü bir kez bile duymamış olmasına rağmen babasını iyi hissettirmeye çalışan kız gibi, son kez sevdiğini görebilme derdinde olan sevgili gibi.
Sevgisini, üzüntüsünü, korkusunu saklamayan kadınlar ...

İspanya iç savaşına dair en iyi filmlerden biridir benim nezdimde. İnternete araştırdığım kadarıyla İspanya'da yıllarca tiyatro oyunuda varmış. Yönetmen Emilio Martinez Lazaro gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış.

Filmi izledikten sonra akla Darağacında Üç Fidan ve Hoşçakal Yarın geliyor. Bir kez daha isyan ediyorsunuz 24 yaşında ki Deniz'i 45 yaşında ki Emperyalizm demekten bihaber Berhan Şimşek'in oynamasına. Ve anlıyorsunuz ki bizim hala o dönemi anlatan Başarılı yapıt olarak nitelendirebileceğimiz bir filmimiz yok ...

4 yorum:

stalker dedi ki...

valla ben filmin dramaturjisini zayıf bulmuştum. ama belge olarak önemli bir filmdir. bulabilen izlesin derim naçizane. viva la muerte diyenleri görmek için...

ferdinand dedi ki...

Filmi izlemedim ama listeye aldım,
İspanya iç savaşı demişken Ken Loach'un LAnd and Freedom'u da can'dır. Özellikle tüm fraksiyonların bir odada tartıştıkları ve doğaçlama gelişen diyaloglar çok başarılıydı. Sol'un bildik karın ağrılarını, sürekli amip gibi bölünme ritüelini de her toprak parçasında olduğu gibi şahit oluyoruz. İlgililer için Dvd'si ülkemizde geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı, makul fiyata...

Şairler Parkı dedi ki...

stalker
dramaturji olarak zayıf olan kısmı final sahneleri bence. iyi film la işte.

ferdinand
tekrar tekrar izlediğim filmler arasındadır. ilk izlediğimde politik görüşümden dolayı stalini kötülemiş diye eleştirmiştim. durruti'yi ve machno'yu stalin sayasinde tanıyabilme şansına eriştim.. anti-stalinist bir hal alabilecek yorumuma burada son versem yeridir. :D


marmara

stalker dedi ki...

tamam la tamam iyi film:)

isp iç savaşı demişken libertarias ı da unutmayalım. fai li anarşist kadınları buradan tekrar yad edelim..
bunun dışında kelebeklerin dili oalrak bilinen la lengua de las mariposas ı; cinsellik üzerinden faşizmin ilk dönemlerine bakan belle epoque yi; ve elbette for whom the bell tolls u da unutmamak lazım.