Gerilim filmi gibiyiz. Hatta hasılatı en yüksek gerilim filmi bizim yanımızda hafif kalır. Takım sağlı, sollu atak ile başladı. Belli istiyorlar, golü de bulduk. Ondan sonra yine aynı terane. Golü bulana kadar olan isteğimiz, azmimiz bir anda gidiyor. Oyunu rölantiye alıyoruz.
Halbuki 2. golü bulsak çok daha iyi bir oyun sergileyeceğiz. Çünkü 1-0'ı koruma derdine düşmeyeceğimiz için rahatlayacağız. Neden buna kapılmış durumdayız çözemiyorum.
Bugün yine üretkenlik adına bir şeyler yaptık. Yok sayarsak haksızlık etmiş oluruz. Fakat bu üretkenliği direk olarak skora yansıtmada büyük bir beceriksizlik örneği sergiliyoruz. Nobre'nin kaçırdıkları, Tabata'nın müsait pozisyonları... "Bunlar olmazsa, peki hangileri olacak?" bolca mevcut bu cümle bizde.
2. yarı daha net görüldü ki Tabata'yı kenarda oturtma lüksümüz yok bizim. O'nun oyuna girişi ile duran toplarda daha tehlikeli bir hal sergiledik.
Net görülen bir başka detay ise; Toraman'ı sağ kanat gibi kullanma çabamız da olmamalı. Neden kesildiğini anlayamadığımız Serdar Özkan var, bir türlü şans verilmeyen Erkan Zengin. Hoca sürekli rotasyoan gidiyor ama bazı isimleri hiç kullanmıyor, o da garip.
Sabit bir kadromuz daha doğrusu iskeletemiz olmadığı için bu bocalama biraz da. Sivok, Ferrari, Ernst dışında sürekli süre alan oyuncumuz yok. Bu olmadığı için oyuncuların verim ya da verimsizliklerini eleştirirken yanlışa düşebiliyoruz.
İsmail Köybaşı... Bu gece mükemmel iş çıkardı. Eğer Mustafa Denizli üzerinde ısrar etseydi, kesmeyip, ısrarla oynatsaydı, bu mükemmel işe daha önceden şahit olurduk. Bugün her şeyi yaptı. Koştu, kesti, bindirme yaptı, golünü attı, nerdeyse gol olacak bir şut attı, son dakikalarda mutlak bir golü çıkardı. Rakipleri O'nu durduramayınca kasti faul yapmaya başladılar. Attığı golün 16. dakikada gelmesi ayrı bir güzellikti.
Şimdi sırada Wolfsburg maçı var. Gelecek olan 3 puan, şu soğukta bize baharı getirir, hayali bile güzel.
Not: Bu blogda sıkça Mustafa Denizli'yi eleştirdik. Bize göre olan yanlışlarını dile getirdik. Fakat unutmamamız gereken bir şey var ki, bugüne kadar asla üslubundan şikayetçi olmadık. Kabadayı yöneticilerin, kabadayı başkanların, kabadayı futbolcuların hüküm sürdüğü ve sevildiği bir ülkede her zaman konuşurken çizgisini korumayı başaran bir teknik adam oldu. Söylediklerine katılır ya da katılmazsınız; ama konuşurken sizi tehdit etmeyen, sizi kendi egosu altında boğmaya çalışmayan bir insan olduğunu bilirsiniz.
Bu gece maç sonunda federasyonu eleştirdi Mustafa Denizli. Bahane bulmadan, açıkça ifade etti düşündüğünü. Ve kimseye hakaret etmeden, ima etmeden.
Mustafa Denizli'nin maç sonu görüşleri
Halbuki 2. golü bulsak çok daha iyi bir oyun sergileyeceğiz. Çünkü 1-0'ı koruma derdine düşmeyeceğimiz için rahatlayacağız. Neden buna kapılmış durumdayız çözemiyorum.
Bugün yine üretkenlik adına bir şeyler yaptık. Yok sayarsak haksızlık etmiş oluruz. Fakat bu üretkenliği direk olarak skora yansıtmada büyük bir beceriksizlik örneği sergiliyoruz. Nobre'nin kaçırdıkları, Tabata'nın müsait pozisyonları... "Bunlar olmazsa, peki hangileri olacak?" bolca mevcut bu cümle bizde.
2. yarı daha net görüldü ki Tabata'yı kenarda oturtma lüksümüz yok bizim. O'nun oyuna girişi ile duran toplarda daha tehlikeli bir hal sergiledik.
Net görülen bir başka detay ise; Toraman'ı sağ kanat gibi kullanma çabamız da olmamalı. Neden kesildiğini anlayamadığımız Serdar Özkan var, bir türlü şans verilmeyen Erkan Zengin. Hoca sürekli rotasyoan gidiyor ama bazı isimleri hiç kullanmıyor, o da garip.
Sabit bir kadromuz daha doğrusu iskeletemiz olmadığı için bu bocalama biraz da. Sivok, Ferrari, Ernst dışında sürekli süre alan oyuncumuz yok. Bu olmadığı için oyuncuların verim ya da verimsizliklerini eleştirirken yanlışa düşebiliyoruz.
İsmail Köybaşı... Bu gece mükemmel iş çıkardı. Eğer Mustafa Denizli üzerinde ısrar etseydi, kesmeyip, ısrarla oynatsaydı, bu mükemmel işe daha önceden şahit olurduk. Bugün her şeyi yaptı. Koştu, kesti, bindirme yaptı, golünü attı, nerdeyse gol olacak bir şut attı, son dakikalarda mutlak bir golü çıkardı. Rakipleri O'nu durduramayınca kasti faul yapmaya başladılar. Attığı golün 16. dakikada gelmesi ayrı bir güzellikti.
Şimdi sırada Wolfsburg maçı var. Gelecek olan 3 puan, şu soğukta bize baharı getirir, hayali bile güzel.
Not: Bu blogda sıkça Mustafa Denizli'yi eleştirdik. Bize göre olan yanlışlarını dile getirdik. Fakat unutmamamız gereken bir şey var ki, bugüne kadar asla üslubundan şikayetçi olmadık. Kabadayı yöneticilerin, kabadayı başkanların, kabadayı futbolcuların hüküm sürdüğü ve sevildiği bir ülkede her zaman konuşurken çizgisini korumayı başaran bir teknik adam oldu. Söylediklerine katılır ya da katılmazsınız; ama konuşurken sizi tehdit etmeyen, sizi kendi egosu altında boğmaya çalışmayan bir insan olduğunu bilirsiniz.
Bu gece maç sonunda federasyonu eleştirdi Mustafa Denizli. Bahane bulmadan, açıkça ifade etti düşündüğünü. Ve kimseye hakaret etmeden, ima etmeden.
Mustafa Denizli'nin maç sonu görüşleri
1 yorum:
İsmail Köyabaşı...Bu çocuğun bugün gol atmasına hele hele takıma üç puan getiren golü atmasına çok sevindim.Kaldı ki biz böyle golleri hala sabrımızın taşmadığı (taşamadığı) ve yıllık ücreti İsmail'den üç kat fazla olan Nihat Abisinden bekliyorduk...Neyse Nihat'a hala bir sözüm yok...Gelgelelim Mustafa Denizli'ye...Ben bir Beşiktaşlı olarak ona değer veriyorum...Çünkü yukarıda da belirtildiği üzere evelemeden gevelemeden,yan yatmadan çamura batmadan,bizim ağa babaların çıkıp da iki cümleyi bir araya getiremediği bir zamanda lafını kimseden esirgemiyor... Futbol zevki açısından tartışılan bir maç ama önümüzdeki haftalara vitamin olacak üç puan hanemizde...Allah yolumuzu açık etsin...
Yorum Gönder