1 Aralık 2008 Pazartesi

Deivson Rogério da Silva - Bobo


İlk geldiğinde büyük bir çoğunluk kim bu dedi? Ülkeye gelen vasat ve vasatın da altındaki Brezilyalı oyuncuların çokluğu düşünülürse soru işareti olması gayet doğaldı. Ama kimileri bu soru işaretini abarttı, izlemeden, hakkında bir şey bilmeden garip yorumlarda bulunmaktan çekinmedi. Bunlardan birisi de Kaptanımız Sanlı Sarıalioğlu'ydu. Beşiktaş taraftarı Bobo'nun gönderilmesi için Taksim'e yürüyüş düzenlemeli dedi. Ne garip...Bir zamanlar top oynamış birinin bu sözcükleri söylemesi.

Kimisi ismi ile dalga geçti, uzun bir süre Bobo'nun futbolculuğu hakkında konuşulmadı. O ise geldi, gollerini attı, gollerini atmakla kalmayıp kendini geliştirmeye devam etti. Ki bu bizlerin pek alışık olduğu bir şey değil. Bobo her geçen gün üstüne bir şeyler katmayı başardı. Brezilya Milli Takımı'na dahi çağırıldı. Evet Brezilyalılar dönem dönem bunu yapıyor, genç oyuncularını yakından gözlemlemek adına bu tarz fırsatlar yaratıyor. Ancak bu Bobo'nun izlendiğinin, farkında olunduğunun bir göstergesidir. Birçok yabancı oyuncunun ülkemizi tercih etmeme sebeplerinden biridir bu. Milli takımlarında oynama şanslarının azalması, Türkiye'ye geldikleri takdirde gözden uzak olmaları.

Bütün bu klasik tabirlerin dışında Bobo'yu yeniden 11'de görmek istiyorum. Ligin başından beri Beşiktaş'ın hücum hattının ne kadar iyi olduğu konuşuluyor. Ancak o sözde "iyi"nin meyvesini yemedik henüz. Vazgeçilmeyen adam Nobre oldu. Nobre'nin mücadelesini, hırsını asla küçümsemiyorum. Bu tamamen ayrı bir başlık konusudur. Fakat takımda Bobo gibi bir oyuncun varken, ısrarla yedek bırakılmasını da anlamıyorum.

Bir sürü teknik detay söylenebilir, nasıl bir oyuncu olduğu hakkında. Söz konusu Beşiktaş iken zaten yeterince duygusalım ve şu an Bobo konusunda da aynı duygusallığı yaşıyorum. Seviyorum ben bu adamı, Beşiktaş'lıyım diyip başka takımlara giden oyuncuları sık yaşamış bir taraftar olarak, gol attıktan sonra kimi zaman armayı öpmesini samimi buluyorum. Sahada iyi olmadığı zamanlarda yüzündeki mahcubiyeti görüyorum. Birçok golcü profilinin aksine bencil olmayışını takdir ediyorum. Ve şimdilerde yedek kulübesindeki hüzünlü adama üzülüyorum.

Endişeleniyorum ocak ayında ayrılır diye takımdan.

Eğer Bobo giderse, Carew'in gidişi gibi olur. Biz yine kafayı vuracak bir yerler ararız.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

ben hayatımda hiçbir beşiktaşlı için gidecek diye korkmadım..
korkuyorum, içim sıkılıyo.. her 11'de 4 harf arıyorum..
Garip olduk, ama bugünlere kadar onu gördük.. Nitekim çıktı da bugun gazetede..
gitmesin, bu şekilde gidenlerden rezil olan yok, alayı vezir..
yapma hoca
lütfen

Adsız dedi ki...

rıdvan bile bobo'nun kumaşı nasıl diye soran güntekin'e "naylon" demişti. hepsini utandırdı bobo. katlaya katlaya geldi, ama türkiye'de takılınacak taş o kadar çoktur ki...

şanssızlığı türk pasaportunun olmaması ve azim kralı nobre. hasbelkader bulduk, bu kadar rahat bırakmayız. tribünlerin gümbür gümbür yağması lazım sahaya "bobooo bobooo" diye... o formaya yakışmak maharettir çünkü.