9 Ocak 2009 Cuma

Biz Neye İnanıyorduk?


Halkların kardeşliğine inanırım ama renklerin asla. Kardeş takım tamlamasından hoşlanmam, hoşlanan da beni ilgilendirmez. Gerekçesi ne olursa olsun. Biraz da bundan kaynaklı olsa gerek mideme kramplar girmesi.

Tümer Metin bizden olaylı şekilde ayrıldığında kahrolmuştum. Evet sinirliydi, artistti, çoklarına göre gülmeyen adamdı (ki memlekette oto boka güldün mü senden iyisi yok), çok bilmişti, vs vs...Ancak biz Beşiktaşlılar biliyorduk ki Tümer istedi mi tek başına maçı alırdı. Defalarca şahit de olmuştuk buna. Samsun deplasmanında mağlupken oyuna girmiş, tüm stadın koro şeklinde kendisine ettiği küfürlere karşılık maçı alıp, İstanbul'a dönmüştür. Ayrıldığı sene Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe'yi yıkan adam olmuştu. Üstelik maç bitiminde tribünün önüne gelip, taraftar ile beraber " Burası Beşiktaş alayına gider " diye bağırmıştı bizle beraber. Aynı Tümer hafta sonu Gs ile oynayacağımız maç öncesinde Kapalı önüne gelip, aynı besteyi haykırıyordu yine. Haliyle deliriyorduk, kendimizden geçiyorduk. Televizyonlara demeç veriyordu: " İsmimin önündeki sıfattan memnunum ve her daim öyle anılmak istiyorum. Asla başka bir takımda oynamam." Kendisine bu lafları diyen çok topçu olduğu hatırlatılınca " Ben onlardan değilim. " diyordu. Biz de diyorduk, onlardan değil diye, öyle düşünüyorduk. Öyle inanmıştık. Bunların üstünden 1 ay geçmeden Tümer, karşı yakaya geçmişti. İşin aslını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz, ne oldu da geçti, ne oldu da o lafları yedi. Salt para mıydı?......

Bolca nokta. O zaman bulamadığımız yanıtı şimdi aramak yersiz. Canımız çok yandı, hakikat bu. Peki biz ne yaptık, dün gece itibariyle Yusuf'u aldık. Nereden? Bursaspor'dan. Bursaspor'un kaptanı Yusuf Şimşek. Bursa'da ne kadar süre oynadığı, kaptanlığı hakedip, etmediği beni ilgilendirmiyor. Onlar, Bursa'nın sorunu. Fakat biz bu Yusuf'u Beşiktaş maçı öncesinde tribünlerine amigoluk yaparken gördük, Bursa taraftarı bize söverken maestroluk ederken ve gittik O adamı aldık. Kim aldı? Otobüsünün önündeki Beşiktaş ibaresi sökülmeden Bursa şehrine girilmesine izin verilmeyen Beşiktaş'ın yine o dönem başında bulunan başkanı Yıldırım Demirören aldı. Dostlukmuş, profesyonellekmiş geçiniz bunları. Her sene Bursa'ya gidişimizde tonla şey yaşanacak; bir de gidip oradan futbolcu alıp, üstüne de genç oyuncu ikramı yapacağız. Ya bu Yıldırım Demirören balık, hafızası 3 saniye. Ya da Beşiktaş falan adamın zerre umrunda değil.

Türk futbolunda sol kanat oyuncusu sıkıntısı çekilirken, biz o bölge için en iyi aday olarak gösterilen Aydın'ı muhteşem transfer Yusuf için Bursaspor'a veriyoruz. Para verip, almak kaydıyla. Sonra özkaynak, gelenek diye dilimizde tüy bitiyor. Birileri bizi fena yoluyor.

Yapılan yanlışlar biri, ikiyi geçeli çok oldu. Her geçen gün, daha beter ne yaşarız derken, oo daha neler var tadında günler yaşatıyor bize Demirören.

Ne bitmez çilen varmış Beşiktaşım...




Hiç yorum yok: