1 Eylül 2008 Pazartesi

Çocuklar İnanın!


Marmara nispet yapmış bana. Üsküdar'dan geçecekmiş, Şairler Parkı faslı:)

Beşiktaş'ı uzaklardan takip etmeye alışmış bir bünye olmama rağmen her seferinde boğazımın düğümlenmesinin nedenini bulamıyorum. Bulmak istediğimde söylenemez zaten.Şeref Bey semalarının kokusunun, dünyada hiçbir şey ile değişmeyeceğini belledikten sonra düştük bu sevdanın yoluna.

Ligin 2.haftası biterken haneye yazılan 3 puan yüz güldürüyor. Tamam şiarımızda "Sevinmek İçin Sevmedik" çok başka bir yerde. Ancak inkar etmeyelim, özledik şampiyonluğu. Son senelerde Beşiktaş öyle dramatik sahneler yaşadı ki...

Beşiktaş var olduğu müddetçe, umut da baki olacağı için ve şampiyonluk en çok Beşiktaş'a yakıştığı için "Saldır Kara Kartalım"!

Maç öncesinde Mustafa Denizli tribünlerin boşluğuna dair birkaç kelam ediyor. Keşke söylediklerinin bir tanesi doğru olsa. Gerekçe olarak, taraftarların iyi futbol izlemediğini söylüyor. Belli ki Beşiktaş taraftarını tanımıyor. Seyircilerin yaptıklarından sorumlu değiliz. Taraftar ise zaten bu tanıma uymuyor. Endüstriyelleşen futbolun, kendine can bulduğu ilk yer olan kombine ve bilet fiyatlarından söz eden yok. Asgari ücretli adam gelmesin mi maça? Evet gelmesin diyorsunuz. Şartlar ne olursa olsun o stada her zaman aşkla koşmuştur Beşiktaş taraftarı. Günlerden pazartesi ve ramazanın ilk günü olsa bile.

Sahada geçmiş senelere oranla daha hevesli bir Beşiktaş var. Ertuğrul Hoca'nın yanlış kadro dizilimine rağmen (evet yazar burada çok bilmişlik yapıyor) kafasında hücum olan bir ekip sahada. Tello'yu sol beke, Holosko'yu sağ kanata mahkum etmek, her iki oyuncuya da, bizlere de zulüm. Sol bekte Emre Özkan neden kendisine yer bulamıyor, Ertuğrul Hoca gençlere desteğini sözde yapıyor! Beşiktaş, kendi evinde oynadığı maçlarda bile tek forvet oynayacak ise eldeki hücum zenginliğinin bir manası kalmıyor.

Serdar Özkan çok çok yetenekli. Kendini gereksiz yere atmaktan ve bencillikten vazgeçtiği takdirde çok daha faydalı olur, bizi alır götürür.

Zapotocny, sanırım aradığımız stoperi bulduk. Türk medyası geçen seneye kadar neden İtalya'da oynamış defans oyuncusu almaz takımlarımız diyordu. Beşiktaş aldıktan sonra Zapo kim demeye başladılar. Zapo bu işte!

Fahri'nin kulüpten gönderiliş şekline en büyük tepkiyi taraftar verdi. Bu akşam da maçtan önce Fahri'ye vefa borcunu yerine getirdi. Fahri, kulübe öfkeli olabilir, daha doğrusu kendisini bu şekilde gönderenlere öfkeli olabilir. Bu yüzden sahada varını, yoğunu ortaya koymak isteyebilir. Hepsine eyvallah. Ama saha içerisindeki Siyah-Beyaz formalı herkese kasapvari girmeyi kendine görev ednimişse " İyi ki gitmişsin, bu forma sana 2 beden büyük gelir koçum" diyorum.

Kaptan...Seviyoruz seni, Beşiktaş'a çok yakışıyorsun.

Bu tribünlerde her daim Gündoğdu söylenecektir!

Uefa finalinde Kadıköy'ü Siyah-Beyaz'a boyama hayalleri ile iyi geceler...

Ege

Hiç yorum yok: